Keman, bin beş yüz yıllık bir geçmişe sahip olan yaylı çalgıların belki en çok değişim ve gelişim göstermiş üyesidir. Keman, günümüzdeki hâlini 16. yüzyılın ilk yarısında almaya başlamıştır. 17. yüzyılın ortalarından itibaren sînekemânı adıyla göğse dayanarak çalınan kemanın bugünkü şekliyle Türk Müziği icrâ ortamlarına girmesi 18. yüzyılın başlarına rastlar. Bu bağlamda bugün “Türk Müziği keman tavrı” ifâdesiyle kastedilen müzikal özellikler, kadim Türk Müziği kültür ve repertuarından beslenmekle birlikte icrâî anlamda iki yüz yıllık bir geçmişe sahiptir. Nitekim Türk Müziği keman icrâ tavrının kendine özgü bir keman tutuş ve yay kullanımı, nüans ve süsleme biçimi, yorum özellikleri ve repertuarı mevcuttur. Bununla birlikte çalgı ve icrâ edebiyâtını oluşturan repertuar ve bilimsel çalışmalar yönünden Türk Müziği keman icrâsı yeteri kadar gelişmiş değildir. Türk Müziği'nde çalgıya özgü besteleme yapmak, bir metoda tabi olmamakla birlikte gelenek hâlini alamamıştır. Türk Müziği'nde keman icrâsına yönelik metot niteliğindeki çalışmalar, ancak 20. yüzyılın başından itibaren kaleme alınmaya başlanmıştır. Bunların ilki Kemânî Zafiraki tarafından 1900 yılında yazılmış olan “Alaturka Keman Muallimi” adlı metottur.
The violin is perhaps the most changed and developed member of the string instruments, which has a history of one thousand and five hundred years in the history of music. The violin began to take its present-day form in the first half of the 16th century. Since the middle of the 17th century, the violin, which was played resting on the chest, known as sînekemân, entered Turkish music environments in its current form at the beginning of the 18th century. In this context, the musical features that are meant by the expression “Turkish Music violin style” today have a history of two hundred years in terms of performance, although they are fed from the ancient Turkish Music culture and repertoire. In fact, the Turkish music violin performance style has a unique violin grip and bow usage, nuance and ornament style, interpretation features, and repertoire. However, Turkish music violin performance is not developed enough in terms of repertoire and scientific studies that make up the instrument and performance literature. Methodical studies on violin performance in Turkish music began to be written at the beginning of the 20th century. The first of these is the method named “Alaturka Keman Muallimi” written by Kemânî Zafiraki in 1900.
Keman, bin beş yüz yıllık bir geçmişe sahip olan yaylı çalgıların belki en çok değişim ve gelişim göstermiş üyesidir. Keman, günümüzdeki hâlini 16. yüzyılın ilk yarısında almaya başlamıştır. 17. yüzyılın ortalarından itibaren sînekemânı adıyla göğse dayanarak çalınan kemanın bugünkü şekliyle Türk Müziği icrâ ortamlarına girmesi 18. yüzyılın başlarına rastlar. Bu bağlamda bugün “Türk Müziği keman tavrı” ifâdesiyle kastedilen müzikal özellikler, kadim Türk Müziği kültür ve repertuarından beslenmekle birlikte icrâî anlamda iki yüz yıllık bir geçmişe sahiptir. Nitekim Türk Müziği keman icrâ tavrının kendine özgü bir keman tutuş ve yay kullanımı, nüans ve süsleme biçimi, yorum özellikleri ve repertuarı mevcuttur. Bununla birlikte çalgı ve icrâ edebiyâtını oluşturan repertuar ve bilimsel çalışmalar yönünden Türk Müziği keman icrâsı yeteri kadar gelişmiş değildir. Türk Müziği'nde çalgıya özgü besteleme yapmak, bir metoda tabi olmamakla birlikte gelenek hâlini alamamıştır. Türk Müziği'nde keman icrâsına yönelik metot niteliğindeki çalışmalar, ancak 20. yüzyılın başından itibaren kaleme alınmaya başlanmıştır. Bunların ilki Kemânî Zafiraki tarafından 1900 yılında yazılmış olan “Alaturka Keman Muallimi” adlı metottur.
The violin is perhaps the most changed and developed member of the string instruments, which has a history of one thousand and five hundred years in the history of music. The violin began to take its present-day form in the first half of the 16th century. Since the middle of the 17th century, the violin, which was played resting on the chest, known as sînekemân, entered Turkish music environments in its current form at the beginning of the 18th century. In this context, the musical features that are meant by the expression “Turkish Music violin style” today have a history of two hundred years in terms of performance, although they are fed from the ancient Turkish Music culture and repertoire. In fact, the Turkish music violin performance style has a unique violin grip and bow usage, nuance and ornament style, interpretation features, and repertoire. However, Turkish music violin performance is not developed enough in terms of repertoire and scientific studies that make up the instrument and performance literature. Methodical studies on violin performance in Turkish music began to be written at the beginning of the 20th century. The first of these is the method named “Alaturka Keman Muallimi” written by Kemânî Zafiraki in 1900.