Türk Saplantısı Yeniçağ Avrupa'sında Korku, Nefret ve Sevgi

Stok Kodu:
9789758704620
Boyut:
13.50x20.00
Sayfa Sayısı:
232
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
18,50
14,80
9789758704620
411392
Türk Saplantısı
Türk Saplantısı Yeniçağ Avrupa'sında Korku, Nefret ve Sevgi
14.80

Batı Avrupa kültürü içinde "Türkler", birkaç yüzyıl boyunca toplumun bütün düzeylerinde başhca tutku, yazı ve sohbet konularından biri oldu. Eskiden "'I ürkler" sözünün bugünkünden daha geniş bir anlamı vardı. Bu söz dar anlamda yalm_zca Osmanlı sultammn tebaasını değil, neredeyse bütün Müslümanları kapsiyordu. 0 kadar ki, çe~itli Avrupa dillerinde "Türlzleşmek" deyimi aslında Müslüman olmak, lslam dinine geçmek anlamma geliyordu. Gene de, imparatorluldarının büyük gücü nederıiyle daha çok Osmanlı Türkleri düşünülüyordu. İtalyaxı Rönesans'ının büyük isimlerinden Niccolö Machiavelli, z5az'de, aylalzların kahvelerde, "gelmek üzere olan Türk"ten, "bu dönemde Haçh Seferi düzenlemenin yerinde olup olmayacağı"ndan ve "benzeri saçmalıklar"dan söz ederek vakit geçirdiklerini belirtiyordu. Demek ki, Machiavelli gibi dahi kişilerin alay ettikleri bir saplanti söz konusuydu. Kitapta bu saplanti tipik sayabileceğimiz bir dizi olay aracılığıyla irdeleniyor ve incelenen belgeler sayesinde şaşırtıcı yaşam öyküleri ortaya çıkıyor: Hıristiyanlarla yaşayan Magripli kadinlara ve Türklerle yaşayan Hıristiyan kadinlara rastlıyoruz; Türklerin elinde tutsalc olmaktan kurtulmalık vererek kurtulan Hıristiyanların yurtlarına dönüşlerinde düzenlenen törenlere ve kürek mahkumu Türklerin sokaldardan dramatik bir şekilde geçirilişlerine tanık oluyoruz; Tunus'ta İslam inancinı benimseyen ve önemli kişiler haline gelen bazı Ferraralı denizcilerin yaşamlarını inceliyor, savaş haberlerinı ve Haçlı Seferi düşlerini dfnliyoruz; kısacası, insanlar, nesneler, seslerden oluşan sürekli bir gelgite dalmış buluyoruz kendimizi.

Batı Avrupa kültürü içinde "Türkler", birkaç yüzyıl boyunca toplumun bütün düzeylerinde başhca tutku, yazı ve sohbet konularından biri oldu. Eskiden "'I ürkler" sözünün bugünkünden daha geniş bir anlamı vardı. Bu söz dar anlamda yalm_zca Osmanlı sultammn tebaasını değil, neredeyse bütün Müslümanları kapsiyordu. 0 kadar ki, çe~itli Avrupa dillerinde "Türlzleşmek" deyimi aslında Müslüman olmak, lslam dinine geçmek anlamma geliyordu. Gene de, imparatorluldarının büyük gücü nederıiyle daha çok Osmanlı Türkleri düşünülüyordu. İtalyaxı Rönesans'ının büyük isimlerinden Niccolö Machiavelli, z5az'de, aylalzların kahvelerde, "gelmek üzere olan Türk"ten, "bu dönemde Haçh Seferi düzenlemenin yerinde olup olmayacağı"ndan ve "benzeri saçmalıklar"dan söz ederek vakit geçirdiklerini belirtiyordu. Demek ki, Machiavelli gibi dahi kişilerin alay ettikleri bir saplanti söz konusuydu. Kitapta bu saplanti tipik sayabileceğimiz bir dizi olay aracılığıyla irdeleniyor ve incelenen belgeler sayesinde şaşırtıcı yaşam öyküleri ortaya çıkıyor: Hıristiyanlarla yaşayan Magripli kadinlara ve Türklerle yaşayan Hıristiyan kadinlara rastlıyoruz; Türklerin elinde tutsalc olmaktan kurtulmalık vererek kurtulan Hıristiyanların yurtlarına dönüşlerinde düzenlenen törenlere ve kürek mahkumu Türklerin sokaldardan dramatik bir şekilde geçirilişlerine tanık oluyoruz; Tunus'ta İslam inancinı benimseyen ve önemli kişiler haline gelen bazı Ferraralı denizcilerin yaşamlarını inceliyor, savaş haberlerinı ve Haçlı Seferi düşlerini dfnliyoruz; kısacası, insanlar, nesneler, seslerden oluşan sürekli bir gelgite dalmış buluyoruz kendimizi.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat