Kanun koyucu, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'u çıkarmak suretiyle kamu alacaklarının tahsilini özel hükümlere bağlamıştır. Bu hükümlerden bir kısmı kamu alacağının tahsil usulünü düzenlemekte, bir kısmı kamu alacağına birtakım imtiyazlar tanımakta ve bir kısmı da kamu alacağının korunması amacını taşımaktadır. 6183 sayılı Kanun'daki kamu alacağının korunmasına yönelik en önemli tedbirler ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz uygulamalarıdır. İhtiyati tahakkuk, şartlarının oluşması halinde, bir vergi alacağının 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nda geçen tarh, tebliğ, tahakkuk aşamaları tamamlanmadan olağanüstü şekilde tahakkuk etmiş sayılmasını sağlamaktadır. İhtiyati haciz ise, mutat usulde veya ihtiyaten tahakkuk eden bir kamu alacağının geçici olarak haczedilmesini sağlayarak kamu alacağının tahsil edilememesi tehlikesini bertaraf etmeyi amaçlamaktadır. Bununla birlikte, bu uygulamalar kamu borçlusu olarak addedilen kişilerin mülkiyet hakkına ani ve ciddi şekilde etki ettiğinden telafisi güç zararlara da neden olabilmektedir. Bu eserimiz ile ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz kurumları ile ilgili olarak doktrinde ve uygulamada yaşanan çeşitli görüş ayrılıkları ele alınarak, son derece hassas bir uygulama gerektiren bu işlemlerin yargısal denetimi incelenmeye çalışılmıştır.
Kanun koyucu, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'u çıkarmak suretiyle kamu alacaklarının tahsilini özel hükümlere bağlamıştır. Bu hükümlerden bir kısmı kamu alacağının tahsil usulünü düzenlemekte, bir kısmı kamu alacağına birtakım imtiyazlar tanımakta ve bir kısmı da kamu alacağının korunması amacını taşımaktadır. 6183 sayılı Kanun'daki kamu alacağının korunmasına yönelik en önemli tedbirler ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz uygulamalarıdır. İhtiyati tahakkuk, şartlarının oluşması halinde, bir vergi alacağının 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nda geçen tarh, tebliğ, tahakkuk aşamaları tamamlanmadan olağanüstü şekilde tahakkuk etmiş sayılmasını sağlamaktadır. İhtiyati haciz ise, mutat usulde veya ihtiyaten tahakkuk eden bir kamu alacağının geçici olarak haczedilmesini sağlayarak kamu alacağının tahsil edilememesi tehlikesini bertaraf etmeyi amaçlamaktadır. Bununla birlikte, bu uygulamalar kamu borçlusu olarak addedilen kişilerin mülkiyet hakkına ani ve ciddi şekilde etki ettiğinden telafisi güç zararlara da neden olabilmektedir. Bu eserimiz ile ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz kurumları ile ilgili olarak doktrinde ve uygulamada yaşanan çeşitli görüş ayrılıkları ele alınarak, son derece hassas bir uygulama gerektiren bu işlemlerin yargısal denetimi incelenmeye çalışılmıştır.