”Öyle bir çağda yaşadım ki bu dünyada”
Uzun onyıllar boyunca dünyanın kapitalist ve sosyalist ülkelere ayrılmış olmasını, gece ve gündüz, kuzey ve güney gibi ebedi zıtlıklar olarak algılamıştım. Ben Türkoloji öğrencisi iken Türkiye'ye gitmek şöyle dursun, Türkiye'den gelen kitap ya da gazete bulmak bile mümkün değildi. Sonra beklenmedik değişiklikler oldu; ülkelerimiz arasındaki Demir Perde yıkıldı ve bugün artık turistlerimiz ve yahut Erasmus öğrencilerimiz kolayca Türkiye'ye gidebiliyor.
İnsanlarımız Türkiye'ye gittiklerinde ”Ben Macarım” deyince aldıkları ”Macar ve Türk kardeştir” cevabını kimi zaman şaşkınlıkla karışık bir sevinçle karşılar. Gülümseme ile dile getirilen bu kardeşlik duygusu acaba nasıl bilgilere dayanır? Halklarımız tarihinin derinliklerine kadar uzanan ve bugüne kadar gelen yakın ilişkilerle ilgili bilinenler neler? Macarların ve Türklerin dili ve kavim akrabalığı konusu üzerinde çok durulduğu, hakkında çok eser yayınladığı halde son söz hala söylenmiş değil.
Türk-Macar konularını kardeşlikten öte merak edenler Dursun Ayan'ın Türkçede Macarlarla İlgili Telif ve Çeviri Kitaplar adlı bibliyografya denemesinde tarih, filoloji, halkbilim, etnomüzikoloji, felsefe, coğrafya ve edebiyat konusundaki yayınların 2015'e kadar bir listesini bulabilir.
Yazmaya başladığım anda nedense Macar ozan Miklós Radnóti'nin Kalıntı başlıklı şiirinin ilk dizesi aklıma geldi. Evet, şiirler bilincimizin altında olsa da hayatımızın parçası, edebiyat ise insanın iç ve dış dünyasının en zengin aynasıdır. Bu yüzden kimlik arayışımızda yol gösterici olarak, yalnız araştırmacılara değil yazar, şair ve bilmediğimiz dillerden eserleri bize yakınlaştıran çevirmenlere de birşeyler borçluyuz. Dursun Ayan'ın bibliyografyası, bu nedenle, mesleki kitapların yanısıra Macar sever Türk okurlarına Macar edebiyat hazinesinden Türkçe okuyabileceğiniz eserler de önerir. Türk ozan Yunus Emre'nin sözüyle ”Gelin tanış olalım”.
- Edit Tasnadi
”Öyle bir çağda yaşadım ki bu dünyada”
Uzun onyıllar boyunca dünyanın kapitalist ve sosyalist ülkelere ayrılmış olmasını, gece ve gündüz, kuzey ve güney gibi ebedi zıtlıklar olarak algılamıştım. Ben Türkoloji öğrencisi iken Türkiye'ye gitmek şöyle dursun, Türkiye'den gelen kitap ya da gazete bulmak bile mümkün değildi. Sonra beklenmedik değişiklikler oldu; ülkelerimiz arasındaki Demir Perde yıkıldı ve bugün artık turistlerimiz ve yahut Erasmus öğrencilerimiz kolayca Türkiye'ye gidebiliyor.
İnsanlarımız Türkiye'ye gittiklerinde ”Ben Macarım” deyince aldıkları ”Macar ve Türk kardeştir” cevabını kimi zaman şaşkınlıkla karışık bir sevinçle karşılar. Gülümseme ile dile getirilen bu kardeşlik duygusu acaba nasıl bilgilere dayanır? Halklarımız tarihinin derinliklerine kadar uzanan ve bugüne kadar gelen yakın ilişkilerle ilgili bilinenler neler? Macarların ve Türklerin dili ve kavim akrabalığı konusu üzerinde çok durulduğu, hakkında çok eser yayınladığı halde son söz hala söylenmiş değil.
Türk-Macar konularını kardeşlikten öte merak edenler Dursun Ayan'ın Türkçede Macarlarla İlgili Telif ve Çeviri Kitaplar adlı bibliyografya denemesinde tarih, filoloji, halkbilim, etnomüzikoloji, felsefe, coğrafya ve edebiyat konusundaki yayınların 2015'e kadar bir listesini bulabilir.
Yazmaya başladığım anda nedense Macar ozan Miklós Radnóti'nin Kalıntı başlıklı şiirinin ilk dizesi aklıma geldi. Evet, şiirler bilincimizin altında olsa da hayatımızın parçası, edebiyat ise insanın iç ve dış dünyasının en zengin aynasıdır. Bu yüzden kimlik arayışımızda yol gösterici olarak, yalnız araştırmacılara değil yazar, şair ve bilmediğimiz dillerden eserleri bize yakınlaştıran çevirmenlere de birşeyler borçluyuz. Dursun Ayan'ın bibliyografyası, bu nedenle, mesleki kitapların yanısıra Macar sever Türk okurlarına Macar edebiyat hazinesinden Türkçe okuyabileceğiniz eserler de önerir. Türk ozan Yunus Emre'nin sözüyle ”Gelin tanış olalım”.
- Edit Tasnadi