“Dil Devrimi”nin gösterişli başlangıcı 1. Türk Dil Kurultayı üzerinde çalışırken birçok kanaatimizi teyid etmekle birlikte, daha ötesinde iç burkucu, acı verici bazı hükümlere varmakla karşı karşıya kaldık.
Dil devrimi gerekçeleriyle uyumlu bir hareket olarak başlamamış ve gelişmemiştir. Köklü ve zengin türkçe tahrib edilmiş ve fakat yerine aynı güçte bir dil varlığının konulması mümkün olmamıştır. Zaten böyle bir dil yapmak imkânsızdı, fakat köklü türkçeye büyük hasar verdirilmiştir.
Birkaç cümle ile diyebiliriz ki, dil devrimi plansız, esassız, olumlu anlamda neticesiz bir harekettir. Bu devrimin sahadaki yürütücüleri, konunun gerçek sahipleri değildir; bunu bir tarafa bıraksak bile ilim adamı haysiyeti ile bağdaşmaz hokkabazlıklar, şarlatanlıklar yapmışlardır. Türkçe onların elinde oyuncak olmuş, istedikleri gibi kesip biçmişlerdir. Bu yürütücü ekibin dilimizle bu kadar vahşice oynayabilmelerini, bu dile borçlu olmamalarına, hissen bağlılık hissetmemelerine yormak bana hüzün veriyor, fakat hakikat budur. Kitap okunduğunda dikkatli ve hakikatli okuyucuların bu kanaatimi paylaşacaklarını umuyorum.”
“Dil Devrimi”nin gösterişli başlangıcı 1. Türk Dil Kurultayı üzerinde çalışırken birçok kanaatimizi teyid etmekle birlikte, daha ötesinde iç burkucu, acı verici bazı hükümlere varmakla karşı karşıya kaldık.
Dil devrimi gerekçeleriyle uyumlu bir hareket olarak başlamamış ve gelişmemiştir. Köklü ve zengin türkçe tahrib edilmiş ve fakat yerine aynı güçte bir dil varlığının konulması mümkün olmamıştır. Zaten böyle bir dil yapmak imkânsızdı, fakat köklü türkçeye büyük hasar verdirilmiştir.
Birkaç cümle ile diyebiliriz ki, dil devrimi plansız, esassız, olumlu anlamda neticesiz bir harekettir. Bu devrimin sahadaki yürütücüleri, konunun gerçek sahipleri değildir; bunu bir tarafa bıraksak bile ilim adamı haysiyeti ile bağdaşmaz hokkabazlıklar, şarlatanlıklar yapmışlardır. Türkçe onların elinde oyuncak olmuş, istedikleri gibi kesip biçmişlerdir. Bu yürütücü ekibin dilimizle bu kadar vahşice oynayabilmelerini, bu dile borçlu olmamalarına, hissen bağlılık hissetmemelerine yormak bana hüzün veriyor, fakat hakikat budur. Kitap okunduğunda dikkatli ve hakikatli okuyucuların bu kanaatimi paylaşacaklarını umuyorum.”