Türkiye'de, çözülemeyecek kadar ciddi eğitim sorunları olduğu konusunda genel bir düşünce hâkimdir. Bu sorunlar, birbirinin devamı ve tamamlayıcısı olan geçmiş, bugün ve gelecek bağlamında bir süreklilik temelinde değerlendirilmelidir. “Cumhuriyet'in İlk 15 Yılı (1923–1938) İle Son 15 Yılda (2000–2015) Eğitimle İlgili Sorunların Karşılaştırmalı Olarak Değerlendirilmesi” başlıklı doktora tezi temel alınarak hazırlanan bu kitapta, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk on beş yıllık dönemi olan 1923–1938 yılları arasında kalan kuruluş dönemi, eğitimsel sorunlar çerçevesinde incelenmiştir.
Toplumlar kendi eğitim faaliyetlerinin geçmişini ve tecrübelerini doğru olarak bilir ve bunlardan yararlanabilirse günümüzü daha sağlıklı değerlendirerek geleceğe yönelik sağlam planlar yapabilir. Geleceği yordayabilmek için geçmiş dönemlerin bilgi ve tecrübesi sağlam bir dayanak oluşturmaktadır. Bugünün olayları ancak onları etkileyen geçmiş olaylarla olan ilişkilerinin kavranması suretiyle anlam kazanmaktadır. Dolayısıyla, şimdiyi ve geleceği anlamlandırmak için evveliyatı bilmenin zorunlu olduğu sonucu çıkarılabilir. Buradan hareketle mevcut olan ve planlanan eğitim programlarının felsefelerini anlayabilmenin ve öğelerini şekillendirebilmenin, eğitim sisteminin geçmişi hakkında sahip olunan bilgiye bağlı olduğu öne sürülebilir. Bu kitapta, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk 15 yılında yaşanan eğitim sorunlarına ilişkin geniş bir bilgi sunulmaktadır.
Hakikatte ne olduğu, belgelerde saklıdır ve ancak, belgelerin kritiğiyle ortaya çıkartılabilir. 1923–1938 arası döneme ilişkin belgelerin incelenmesine dayalı olan bu çalışmada, geçmişe ait geniş bir bilgi sunma yanında, bu dönemde yaşanan eğitimsel sorunların nasıl ve neden meydana geldiğine ilişkin dönemin aydınları tarafından kaleme alınan düşüncelerin incelenmesi eğitim alanına ilgi duyanlara ışık tutabilir. Toplumsal kimliğin inşasında önemli bir rol oynayan eğitim ile ilgili dönemin toplumsal hafızası işlevi gören yayınlarda yer alan fikir yazılarının değerlendirmelerinin yapılması sayesinde, eğitim alanında görev alanlar bu bilgilerden yararlanarak geçmişle, şimdi ve gelecek arasında bir bağ kurabilirler ve yeni çalışmalara yansıtabilirler.
Türkiye'de eğitim sisteminin ve eğitim programlarının tarihi temellerinin araştırılması, eğitime yön veren politik ve eğitimsel düşüncelerin ne gibi sonuçları beraberinde getirebileceğinin anlaşılmasını kolaylaştırabilir. Eğitim programlarına süreklilik kazandırılmasında geçmiş dönemlerdeki uygulamaların sonuçlarının bilinmesi programlarda gerekli düzeltmelerin ve değişikliklerin yapılmasında faydalı olabilir. Bu sayede eğitim programlarının nitelikleri artırılabilir. Eğitim programının temellerinden birisi olan tarihi temele küçük bir katkı olması umulan bu çalışmayla ortaya koyulan Türkiye Cumhuriyeti'nin eğitim deneyimlerinden süzülen bilgilerin, eğitim alanındaki çalışmalara katkı sağlaması en büyük temenniyi oluşturmaktadır.
Türkiye'de, çözülemeyecek kadar ciddi eğitim sorunları olduğu konusunda genel bir düşünce hâkimdir. Bu sorunlar, birbirinin devamı ve tamamlayıcısı olan geçmiş, bugün ve gelecek bağlamında bir süreklilik temelinde değerlendirilmelidir. “Cumhuriyet'in İlk 15 Yılı (1923–1938) İle Son 15 Yılda (2000–2015) Eğitimle İlgili Sorunların Karşılaştırmalı Olarak Değerlendirilmesi” başlıklı doktora tezi temel alınarak hazırlanan bu kitapta, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk on beş yıllık dönemi olan 1923–1938 yılları arasında kalan kuruluş dönemi, eğitimsel sorunlar çerçevesinde incelenmiştir.
Toplumlar kendi eğitim faaliyetlerinin geçmişini ve tecrübelerini doğru olarak bilir ve bunlardan yararlanabilirse günümüzü daha sağlıklı değerlendirerek geleceğe yönelik sağlam planlar yapabilir. Geleceği yordayabilmek için geçmiş dönemlerin bilgi ve tecrübesi sağlam bir dayanak oluşturmaktadır. Bugünün olayları ancak onları etkileyen geçmiş olaylarla olan ilişkilerinin kavranması suretiyle anlam kazanmaktadır. Dolayısıyla, şimdiyi ve geleceği anlamlandırmak için evveliyatı bilmenin zorunlu olduğu sonucu çıkarılabilir. Buradan hareketle mevcut olan ve planlanan eğitim programlarının felsefelerini anlayabilmenin ve öğelerini şekillendirebilmenin, eğitim sisteminin geçmişi hakkında sahip olunan bilgiye bağlı olduğu öne sürülebilir. Bu kitapta, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk 15 yılında yaşanan eğitim sorunlarına ilişkin geniş bir bilgi sunulmaktadır.
Hakikatte ne olduğu, belgelerde saklıdır ve ancak, belgelerin kritiğiyle ortaya çıkartılabilir. 1923–1938 arası döneme ilişkin belgelerin incelenmesine dayalı olan bu çalışmada, geçmişe ait geniş bir bilgi sunma yanında, bu dönemde yaşanan eğitimsel sorunların nasıl ve neden meydana geldiğine ilişkin dönemin aydınları tarafından kaleme alınan düşüncelerin incelenmesi eğitim alanına ilgi duyanlara ışık tutabilir. Toplumsal kimliğin inşasında önemli bir rol oynayan eğitim ile ilgili dönemin toplumsal hafızası işlevi gören yayınlarda yer alan fikir yazılarının değerlendirmelerinin yapılması sayesinde, eğitim alanında görev alanlar bu bilgilerden yararlanarak geçmişle, şimdi ve gelecek arasında bir bağ kurabilirler ve yeni çalışmalara yansıtabilirler.
Türkiye'de eğitim sisteminin ve eğitim programlarının tarihi temellerinin araştırılması, eğitime yön veren politik ve eğitimsel düşüncelerin ne gibi sonuçları beraberinde getirebileceğinin anlaşılmasını kolaylaştırabilir. Eğitim programlarına süreklilik kazandırılmasında geçmiş dönemlerdeki uygulamaların sonuçlarının bilinmesi programlarda gerekli düzeltmelerin ve değişikliklerin yapılmasında faydalı olabilir. Bu sayede eğitim programlarının nitelikleri artırılabilir. Eğitim programının temellerinden birisi olan tarihi temele küçük bir katkı olması umulan bu çalışmayla ortaya koyulan Türkiye Cumhuriyeti'nin eğitim deneyimlerinden süzülen bilgilerin, eğitim alanındaki çalışmalara katkı sağlaması en büyük temenniyi oluşturmaktadır.