Sivil toplum alanı, insanlığın diğerkam enerjisinin yoksulların, ihtiyaç sahiplerinin, dezavantajlı durumda olanların ve haksızlığa uğrayanların hizmetine sunulduğu toplum merkezli bir inşadır. Sivil toplum kuruluşları insanların fedakârlık ve hayırseverlik duygularını ‘toplumsal fayda' yönünde kanalize eden yapılanmalardır. Türkiye'nin sivil toplum geleneğinin kodları esasen Osmanlı devlet ve idare geleneği içerisinde saklıdır.
Bu kitap, sivil toplum alanının çerçevesini çizerken Türkiye'deki en önemli sivil toplum kuruluşlarından Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı'nın felsefesini, teorik hinterlandını ve ütopyasını ortaya koymaktadır. Çalışmada, iki darbe arasında faaliyetlerine başlayan, inanç temelli bir sivil toplum kuruluşu olan TÜRGEV, toplumsal fayda anlayışı çerçevesinde incelenmektedir. Bu doğrultuda, Türkiye'de sivil toplum alanında ortaya çıkan kaynakların, muhtemel imkanların ve tehditlerin geniş bir spektrum içinde görülebilmesi için teorik bir çerçeve önerilmektedir. Ayrıca kitap, Türk okuyucusunun gündemine sivil toplum literatürüne etki eden hibritleşme yaklaşımını ve sivil toplum kuruluşlarını motivasyonları üzerinden anlamaya çalışan ve güncel sivil toplum çalışmalarının yönünü değiştiren yeni teorik yaklaşımı getirmeyi amaçlamaktadır.
Sivil toplum alanı, insanlığın diğerkam enerjisinin yoksulların, ihtiyaç sahiplerinin, dezavantajlı durumda olanların ve haksızlığa uğrayanların hizmetine sunulduğu toplum merkezli bir inşadır. Sivil toplum kuruluşları insanların fedakârlık ve hayırseverlik duygularını ‘toplumsal fayda' yönünde kanalize eden yapılanmalardır. Türkiye'nin sivil toplum geleneğinin kodları esasen Osmanlı devlet ve idare geleneği içerisinde saklıdır.
Bu kitap, sivil toplum alanının çerçevesini çizerken Türkiye'deki en önemli sivil toplum kuruluşlarından Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı'nın felsefesini, teorik hinterlandını ve ütopyasını ortaya koymaktadır. Çalışmada, iki darbe arasında faaliyetlerine başlayan, inanç temelli bir sivil toplum kuruluşu olan TÜRGEV, toplumsal fayda anlayışı çerçevesinde incelenmektedir. Bu doğrultuda, Türkiye'de sivil toplum alanında ortaya çıkan kaynakların, muhtemel imkanların ve tehditlerin geniş bir spektrum içinde görülebilmesi için teorik bir çerçeve önerilmektedir. Ayrıca kitap, Türk okuyucusunun gündemine sivil toplum literatürüne etki eden hibritleşme yaklaşımını ve sivil toplum kuruluşlarını motivasyonları üzerinden anlamaya çalışan ve güncel sivil toplum çalışmalarının yönünü değiştiren yeni teorik yaklaşımı getirmeyi amaçlamaktadır.