Birleştirilmiş sayıda önce yerel seçimlerin ardından da yenilenmesine karar verilen İstanbul seçimlerinin gölgesinde kalan ama oldukça önemsediğimiz bir meseleyi, Türk dış politikasını merkeze aldık. Güç merkezlerindeki dönüşümlerin yanı sıra toplumsal yapılarda oluşan ya da derinleşen çatlakların da neticesinde ciddi bir transformasyon sürecinin içerisinde olan uluslararası sistemde Türkiye'nin yerini tayin etmeye gayret ettik. Geçtiğimiz sayılarda bir de mülakatını neşrettiğimiz, Türkiye'de daha dikkatle okunması gereken milliyetçilik teorisyenlerinden Tom Nairn'in 19.yüzyıl dünyasına ilişkin yapmış olduğu “19.yüzyıl dünyası sivil toplum çağı olarak adlandırılamaz ama kesinlikle milliyetçilik çağı olarak adlandırılabilir” mealindeki tespiti 21.yüzyılın ilk çeyreği geçilirken geçerliğini sürdürmektedir. Türkiye bu sürece 19.yüzyıldan bariz biçimde avantajlı bir biçimde giriyor. Büyük ölçüde gelişmemiş, vülger formlara da sahip olsa belirgin bir milliyetçilik düşüncesi söz konusu. Bu düşünceyi ufku açık, Türkiye'nin toplumsal ve kültürel yapısına uygun bir forma kavuşturma meselesi ise önümüzde duruyor. Milliyetçilik çağında Türk dış politikası Türkiye'nin kimliğini belirlerken bu temelden hareket edecek. Kurulacak kimliğin ufku milliyetçiliğimizin ufku kadar geniş olacak gibi gözüküyor. Bu sebeple dosyanın başlığını “Milliyetçilik Çağında Türk Dış Politikası” olarak belirledik.
Birleştirilmiş sayıda önce yerel seçimlerin ardından da yenilenmesine karar verilen İstanbul seçimlerinin gölgesinde kalan ama oldukça önemsediğimiz bir meseleyi, Türk dış politikasını merkeze aldık. Güç merkezlerindeki dönüşümlerin yanı sıra toplumsal yapılarda oluşan ya da derinleşen çatlakların da neticesinde ciddi bir transformasyon sürecinin içerisinde olan uluslararası sistemde Türkiye'nin yerini tayin etmeye gayret ettik. Geçtiğimiz sayılarda bir de mülakatını neşrettiğimiz, Türkiye'de daha dikkatle okunması gereken milliyetçilik teorisyenlerinden Tom Nairn'in 19.yüzyıl dünyasına ilişkin yapmış olduğu “19.yüzyıl dünyası sivil toplum çağı olarak adlandırılamaz ama kesinlikle milliyetçilik çağı olarak adlandırılabilir” mealindeki tespiti 21.yüzyılın ilk çeyreği geçilirken geçerliğini sürdürmektedir. Türkiye bu sürece 19.yüzyıldan bariz biçimde avantajlı bir biçimde giriyor. Büyük ölçüde gelişmemiş, vülger formlara da sahip olsa belirgin bir milliyetçilik düşüncesi söz konusu. Bu düşünceyi ufku açık, Türkiye'nin toplumsal ve kültürel yapısına uygun bir forma kavuşturma meselesi ise önümüzde duruyor. Milliyetçilik çağında Türk dış politikası Türkiye'nin kimliğini belirlerken bu temelden hareket edecek. Kurulacak kimliğin ufku milliyetçiliğimizin ufku kadar geniş olacak gibi gözüküyor. Bu sebeple dosyanın başlığını “Milliyetçilik Çağında Türk Dış Politikası” olarak belirledik.