Çeviribilim alanının Türkiye'de kuruluş öyküsünden bir kesiti gelecek kuşaklara aktarmak isteyen, bu alanın kuruluşunda karşılaşılan sorunları gözden geçirmeyi ve çözümlerin irdelenmesini amaçlayan bir öbek yol arkadaşının bu alanın doğuşunda oluşan birikimi, kültürel sermayeyi ortaklaşmak, paylaşmak için özel tanıklıklarını, anılarını söze dökmesi ile oluşmuş bir kitap elinizdeki.
Ayşe Nihal Akbulut'un bu alana emek vermiş Dilek Doltaş, Işın Bengi Öner, Ayşe Banu Karadağ, Sakine Eruz Esen, Turgay Kurultay, Mine Yazıcı, Alev Bulut ve Aymil Doğan ile söyleşileriyle aktarılan bu öykü alanda bir sözlü tarih geleneğinin de başlangıcı olabilir. Bu kitap aslında ülkemizde kültür ortamının, içinde anlamlı bir şeyler üretmeye çalışılan akademinin resmi tarih dışında, başka bir açıdan, öznel, içten ve açık sözlü bir betimlemesi. Çeviribilimi seven ve yaşam boyu bu alana katkıda bulunmayı anlamlı bulanların paylaşımı bu yolda emek verenlerin çabalarını da belgelemiş oluyor. Böylece Çeviribilim konusunda çalışmayı seçen gençler ilk adımların serüvenini bir öykü okur gibi okusalar bile bir anlamda bu geçmişe ortak ediliyor.
Çeviribilim alanının Türkiye'de kuruluş öyküsünden bir kesiti gelecek kuşaklara aktarmak isteyen, bu alanın kuruluşunda karşılaşılan sorunları gözden geçirmeyi ve çözümlerin irdelenmesini amaçlayan bir öbek yol arkadaşının bu alanın doğuşunda oluşan birikimi, kültürel sermayeyi ortaklaşmak, paylaşmak için özel tanıklıklarını, anılarını söze dökmesi ile oluşmuş bir kitap elinizdeki.
Ayşe Nihal Akbulut'un bu alana emek vermiş Dilek Doltaş, Işın Bengi Öner, Ayşe Banu Karadağ, Sakine Eruz Esen, Turgay Kurultay, Mine Yazıcı, Alev Bulut ve Aymil Doğan ile söyleşileriyle aktarılan bu öykü alanda bir sözlü tarih geleneğinin de başlangıcı olabilir. Bu kitap aslında ülkemizde kültür ortamının, içinde anlamlı bir şeyler üretmeye çalışılan akademinin resmi tarih dışında, başka bir açıdan, öznel, içten ve açık sözlü bir betimlemesi. Çeviribilimi seven ve yaşam boyu bu alana katkıda bulunmayı anlamlı bulanların paylaşımı bu yolda emek verenlerin çabalarını da belgelemiş oluyor. Böylece Çeviribilim konusunda çalışmayı seçen gençler ilk adımların serüvenini bir öykü okur gibi okusalar bile bir anlamda bu geçmişe ortak ediliyor.