Çalışma hayatına giren insanların her biri işbaşı yaptığı işletmeye, aidiyet duygusunu zirvede, daha zihinde programlanmış olarak başlıyor. Bir yandan toplumun, çalıştığı işletmeyle alakalı yorumlarına maruz kalan birey, diğer yandan da iş hayatındaki rakipleriyle mücadele etmek zorunda kalıyor.
Toplumun iş hayatına bakış açısı, işçilerin patronlara, patronların çalışanlarına bakış açısı, toplumun memur ve esnaflara bakış açısı derken her birey bulunduğu noktayı korumak ya da daha iyiye taşıma seçeneğini kullanmak yerine başkalarının bulunduğu konumun eleştirisini yapma hakkını buluyor kendinde. Türkiye ‘de çalışmak; esnaf, sanatkar, beyaz yakalı ve en önemlisi ağır çalışma şartlarına maruz kalan mavi yakalı çalışan olmak iş hayatının en zor kısmıdır. Belli standartların olmadığı ülkelerde otorite hep ego olmuştur.
Çalışma hayatına giren insanların her biri işbaşı yaptığı işletmeye, aidiyet duygusunu zirvede, daha zihinde programlanmış olarak başlıyor. Bir yandan toplumun, çalıştığı işletmeyle alakalı yorumlarına maruz kalan birey, diğer yandan da iş hayatındaki rakipleriyle mücadele etmek zorunda kalıyor.
Toplumun iş hayatına bakış açısı, işçilerin patronlara, patronların çalışanlarına bakış açısı, toplumun memur ve esnaflara bakış açısı derken her birey bulunduğu noktayı korumak ya da daha iyiye taşıma seçeneğini kullanmak yerine başkalarının bulunduğu konumun eleştirisini yapma hakkını buluyor kendinde. Türkiye ‘de çalışmak; esnaf, sanatkar, beyaz yakalı ve en önemlisi ağır çalışma şartlarına maruz kalan mavi yakalı çalışan olmak iş hayatının en zor kısmıdır. Belli standartların olmadığı ülkelerde otorite hep ego olmuştur.