Cumhuriyetin kuruluşundan beri, devletin önderliğinde gelişme çabaları gösteren Türkiye devleti, gerekli yatırımları gerçekleştirebilmek ve devlete ait özel ve genel hizmetleri yerine getirebilmek için, her zaman büyük finans kaynaklarına ihtiyaç duymuştur. Bu gelişme, özellikle 1950'li yıllardan itibaren, çok partili sisteme geçiş ve devletin işlevlerinin genişlemesi üzerine, daha da gelişmiş ve giderek artış göstermiştir. Türkiye'ye has, başka ülkelerde görülmeyen bir tanımlama ile devlet adeta bir baba haline getirilmiş ve baba devlet kavramı, toplumu, herşeyi devletten bekler bir duruma sokmuştur. Zaten, milletin tarihsel gelişimi içinde gösterdiği değişim de, bu doğrultuda olmuş görünmektedir. 1984'lü yılların başına kadar genelde daha az iç borç, daha çok dış borç şeklinde gelişme gösteren devlet borçlanması, bu tarihten sonra, daha çok iç borç, daha az dış borç şeklinde gelişmiştir. Elbette, daha çok iç borç kavramının altında, devletin dış borç bulmakta zorlanmasının yanında, ülke ekonomisinde 1970'li yıllardan itibaren ağırlığını iyiden iyiye hissettirmeye başlayan eflasyon sorununa bir çözüm bulmak amacıyla yürürlüğe konulan daraltıcı iktisat politikalarının ve istikrar amacına yönelik uygulamalarının etkileri vardır.
Cumhuriyetin kuruluşundan beri, devletin önderliğinde gelişme çabaları gösteren Türkiye devleti, gerekli yatırımları gerçekleştirebilmek ve devlete ait özel ve genel hizmetleri yerine getirebilmek için, her zaman büyük finans kaynaklarına ihtiyaç duymuştur. Bu gelişme, özellikle 1950'li yıllardan itibaren, çok partili sisteme geçiş ve devletin işlevlerinin genişlemesi üzerine, daha da gelişmiş ve giderek artış göstermiştir. Türkiye'ye has, başka ülkelerde görülmeyen bir tanımlama ile devlet adeta bir baba haline getirilmiş ve baba devlet kavramı, toplumu, herşeyi devletten bekler bir duruma sokmuştur. Zaten, milletin tarihsel gelişimi içinde gösterdiği değişim de, bu doğrultuda olmuş görünmektedir. 1984'lü yılların başına kadar genelde daha az iç borç, daha çok dış borç şeklinde gelişme gösteren devlet borçlanması, bu tarihten sonra, daha çok iç borç, daha az dış borç şeklinde gelişmiştir. Elbette, daha çok iç borç kavramının altında, devletin dış borç bulmakta zorlanmasının yanında, ülke ekonomisinde 1970'li yıllardan itibaren ağırlığını iyiden iyiye hissettirmeye başlayan eflasyon sorununa bir çözüm bulmak amacıyla yürürlüğe konulan daraltıcı iktisat politikalarının ve istikrar amacına yönelik uygulamalarının etkileri vardır.