Türkiye'de kentleşme ve kentsel gelişme süreci 1980'den sonra küreselleşme söylemleriyle farklı bir nitelik kazanmıştır. Ulusal ve yerel düzeyde özelleştirme uygulamalarının başlaması ve yaygınlaşması, bir yandan kamu yararı-bireysel yarar tartışmalarını alevlendirmiş; bu arada, özelleştirilen kuruluşlara ait arsalar önemli bir rant alanı haline gelmiştir. Başta kıyılar, ormanlar ve milli parklar olmak üzere doğal varlıkları, tarihi ve kültürel değerleri koruma altına alabilmek için pek çok yasal düzenleme yapılmıştır. Ancak, "üstün kamu yararı" anlayışı ile sözü edilen koruma alanlarının turizm geliri karşılığında gözden çıkarılması da yine aynı döneme rastlamaktadır.
Öte yandan, devlet mülkiyetindeki taşınmazların yönetilmesinde karşılaşılan güçlükler ve Avrupa Birliği'ne uyum süreci nedeniyle gündeme gelen kimi talepler de, özellikle devlete ait toprakların rant yaratma ve paylaşma alanı olarak görülmesine neden olmuştur. 2000'li yıllardan başlayarak, yabancı şirketlerin de bu paylaşıma yoğun bir biçimde katıldıkları gözlenmektedir. Bunun sonucu olarak da, devlet mülkiyetinden özel mülkiyete geçiş süreci daha da hızlanmıştır.
Yard. Doç. Dr. Menaf Turan, bu kitapta, Türkiye'de kentsel rantın oluşum ve bölüşüm sürecini, genel olarak devlet mülkiyetinden özel mülkiyete geçiş süreci ile ilişkilendirerek ele almaktadır. Osmanlı Devleti'nden günümüze değin devlet mülkiyetinin ne anlama geldiği, özel mülkiyete geçişin yöntemleri ve aktörleri, ekonomik ve toplumsal etmenler göz ardı edilmeden çözümleyici bir yaklaşımla ele alınmaktadır. Elinizdeki son derece titiz, ayrıntılı ve bilinçli bu çalışmada, uygulamadan çarpıcı ve güncel örnekler de seçilerek Türkiye'de kentsel toprak rantının oluşum ve bölüşüm süreci yasama, yürütme ve yargı ekseni çerçevesinde gözler önüne serilmektedir.
-Prof. Dr. Ruşen Keleş, Prof. Dr. Ayşegül Mengi-
(Tanıtım Bülteninden)
Türkiye'de kentleşme ve kentsel gelişme süreci 1980'den sonra küreselleşme söylemleriyle farklı bir nitelik kazanmıştır. Ulusal ve yerel düzeyde özelleştirme uygulamalarının başlaması ve yaygınlaşması, bir yandan kamu yararı-bireysel yarar tartışmalarını alevlendirmiş; bu arada, özelleştirilen kuruluşlara ait arsalar önemli bir rant alanı haline gelmiştir. Başta kıyılar, ormanlar ve milli parklar olmak üzere doğal varlıkları, tarihi ve kültürel değerleri koruma altına alabilmek için pek çok yasal düzenleme yapılmıştır. Ancak, "üstün kamu yararı" anlayışı ile sözü edilen koruma alanlarının turizm geliri karşılığında gözden çıkarılması da yine aynı döneme rastlamaktadır.
Öte yandan, devlet mülkiyetindeki taşınmazların yönetilmesinde karşılaşılan güçlükler ve Avrupa Birliği'ne uyum süreci nedeniyle gündeme gelen kimi talepler de, özellikle devlete ait toprakların rant yaratma ve paylaşma alanı olarak görülmesine neden olmuştur. 2000'li yıllardan başlayarak, yabancı şirketlerin de bu paylaşıma yoğun bir biçimde katıldıkları gözlenmektedir. Bunun sonucu olarak da, devlet mülkiyetinden özel mülkiyete geçiş süreci daha da hızlanmıştır.
Yard. Doç. Dr. Menaf Turan, bu kitapta, Türkiye'de kentsel rantın oluşum ve bölüşüm sürecini, genel olarak devlet mülkiyetinden özel mülkiyete geçiş süreci ile ilişkilendirerek ele almaktadır. Osmanlı Devleti'nden günümüze değin devlet mülkiyetinin ne anlama geldiği, özel mülkiyete geçişin yöntemleri ve aktörleri, ekonomik ve toplumsal etmenler göz ardı edilmeden çözümleyici bir yaklaşımla ele alınmaktadır. Elinizdeki son derece titiz, ayrıntılı ve bilinçli bu çalışmada, uygulamadan çarpıcı ve güncel örnekler de seçilerek Türkiye'de kentsel toprak rantının oluşum ve bölüşüm süreci yasama, yürütme ve yargı ekseni çerçevesinde gözler önüne serilmektedir.
-Prof. Dr. Ruşen Keleş, Prof. Dr. Ayşegül Mengi-
(Tanıtım Bülteninden)