Güvenlik Çalışmaları Serisinin üçüncü kitabı 1999'dan beri Türkiye'de sivil-asker ilişkilerinin dönüşümü ile bu konuda yapılan anayasal ve kurumsal değişiklikleri ele alıyor. Kitap, dönüşümün sadece yasal çerçevede yapılan reformlar sonucunda değil, aynı zamanda siyasi ve sivil elitler ile toplumun ve askeri kesimlerin davranışsal ve tutumsal değişimlerinin de sonucu olarak ortaya çıktığını ileri sürmektedir. Böylece uzun yıllar sivil denetimden bağımsız ve siyaset üstü veto yetkilerine sahip olan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, son on yılda bu yetkilerinin ve ülkedeki siyaset üzerindeki etkinliğinin önemli bir kısmını kaybettiğine dikkat çeken yazar, bu gelişmede Türkiye'nin AB tam üyeliğine adaylık süreci ile kamuoyunda Ergenekon ve Balyoz davaları olarak bilinen yargılamaların da etkili olduğunu; NATO'nun bu sürece katkısının ise sınırlı ve dolaylı olduğunu ifade etmektedir.
Güvenlik Çalışmaları Serisinin üçüncü kitabı 1999'dan beri Türkiye'de sivil-asker ilişkilerinin dönüşümü ile bu konuda yapılan anayasal ve kurumsal değişiklikleri ele alıyor. Kitap, dönüşümün sadece yasal çerçevede yapılan reformlar sonucunda değil, aynı zamanda siyasi ve sivil elitler ile toplumun ve askeri kesimlerin davranışsal ve tutumsal değişimlerinin de sonucu olarak ortaya çıktığını ileri sürmektedir. Böylece uzun yıllar sivil denetimden bağımsız ve siyaset üstü veto yetkilerine sahip olan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, son on yılda bu yetkilerinin ve ülkedeki siyaset üzerindeki etkinliğinin önemli bir kısmını kaybettiğine dikkat çeken yazar, bu gelişmede Türkiye'nin AB tam üyeliğine adaylık süreci ile kamuoyunda Ergenekon ve Balyoz davaları olarak bilinen yargılamaların da etkili olduğunu; NATO'nun bu sürece katkısının ise sınırlı ve dolaylı olduğunu ifade etmektedir.