Kemal Karpat'a göre, Türkiye'nin modern siyasal sistemi sürekli olarak değişen dinamik bir sosyo-ekonomik yapı ile dışarıdan alınmış statik anayasal modeller arasındaki karşılıklı etkileşimin ürünüdür. Periyodik olarak yapılan anayasa değişiklikleri sadece toplumsal yapıdaki hızlı değişimin değil, aynı zamanda bu yapı ile iç politika arasındaki temel uyumsuzluğun sonuçlarıdır. Elinizdeki kitapta, Türkiye'nin 1876'dan 1980'e uzanan uzun yüzyılının sosyopolitik ve sosyo-kültürel panoraması sunuluyor. 1876'da anayasal parlamenter düzene atılan ilk adımın ardından 2. Abdülhamit'in mutlak iktidarı, sonra Jön Türk Devrimi, Cumhuriyet, CHP'nin tek parti iktidarı, çok partili yaşam, 1960 darbesiyle başlayan demokrasi kazaları...
Her bir dönemde yaşananların tohumlarının bir önceki dönemde adım adım nasıl atıldığı, yazarın Türk toplumuna ilişkin ilginç tezleri, gözlemleri, anekdotlar ve belgelerle zenginleştirilerek analitik biçimde ortaya konuluyor. Türkçülük, halkçılık, devletçilik, laiklik ilkelerinin geçirdiği evrim, seçkinlerin toplumsal kökenleri, Türkiye'nin toplumsal ve siyasal tarihinde ordunun yeri özgün bir bakış açısıyla irdeleniyor.
Kemal Karpat, bu serüvenin dönüm noktalarını dinamik bağlantılarıyla gözler önüne seriyor.
Kemal Karpat'a göre, Türkiye'nin modern siyasal sistemi sürekli olarak değişen dinamik bir sosyo-ekonomik yapı ile dışarıdan alınmış statik anayasal modeller arasındaki karşılıklı etkileşimin ürünüdür. Periyodik olarak yapılan anayasa değişiklikleri sadece toplumsal yapıdaki hızlı değişimin değil, aynı zamanda bu yapı ile iç politika arasındaki temel uyumsuzluğun sonuçlarıdır. Elinizdeki kitapta, Türkiye'nin 1876'dan 1980'e uzanan uzun yüzyılının sosyopolitik ve sosyo-kültürel panoraması sunuluyor. 1876'da anayasal parlamenter düzene atılan ilk adımın ardından 2. Abdülhamit'in mutlak iktidarı, sonra Jön Türk Devrimi, Cumhuriyet, CHP'nin tek parti iktidarı, çok partili yaşam, 1960 darbesiyle başlayan demokrasi kazaları...
Her bir dönemde yaşananların tohumlarının bir önceki dönemde adım adım nasıl atıldığı, yazarın Türk toplumuna ilişkin ilginç tezleri, gözlemleri, anekdotlar ve belgelerle zenginleştirilerek analitik biçimde ortaya konuluyor. Türkçülük, halkçılık, devletçilik, laiklik ilkelerinin geçirdiği evrim, seçkinlerin toplumsal kökenleri, Türkiye'nin toplumsal ve siyasal tarihinde ordunun yeri özgün bir bakış açısıyla irdeleniyor.
Kemal Karpat, bu serüvenin dönüm noktalarını dinamik bağlantılarıyla gözler önüne seriyor.