Türkiye'de Sosyolojinin İnşası, Türk sosyoloji tarihi kapsamında belirginleşen sosyoloji yapma tarzlarının farklı tarihsel dönemlerdeki dönüşümünü ve bu dönüşüme neden olan dinamikleri ilişkisellik içerisinde ele almaktadır. Sosyolojinin biçimlenmesi, gelişmesi ve değişmesinde etkin olan dinamikler, başta siyaset olmak üzere, dönem içerisinde hâkim olan paradigma, dergicilik faaliyetleri, sosyoloji bölümleri ve sosyologların çalışmalarıdır. Söz konusu dinamiklerin karşılıklı etkileşimiyle Türk sosyolojisinin nasıl inşa edildiği ve dönemler arasında genel itibariyle nasıl farklılaştığı çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Dönemin sosyolojik evreninin anlaşılabilmesi için öncelikle her bir dinamiğin dönemler içerisindeki işleyişi ve yeniden şekillenişi ayrı ayrı başlıklar halinde analiz edilmektedir. Her dönem, sosyolojik evrende belirginleşen genel sosyolojik bakış açısı, teorik ve metodolojik eğilimler, gündeme gelen konular üzerinde durmaktadır. Akabinde sosyolojideki genel eğilimlerin dönem içerisindeki sosyologların çalışmalarına nasıl yansıdığı, sosyologların sosyolojiyi nasıl tanımladığı, hangi yöntemleri benimsediği tartışmaya açılmaktadır.
Türkiye'de Sosyolojinin İnşası, genel bir sosyoloji tarihi olmaktan ziyade bir yönüyle Türk sosyolojisinin farklı dönemlerde ne tür karakteristik özelliklere sahip olduğunu, bu özelliklerin hangi durumlarda çeşitlendiğini tespit etmeye çalışmaktadır. Diğer yönüyle, farklı dönemlerde belirginleşen söz konusu özelliklerin meydana gelmesinde tek bir dinamiğe odaklanmak yerine, farklı dinamikler arasındaki ilişkiyi sorgulamaktadır. Dönemler arasındaki farklılaşmayı ve sürekliliği birbirleriyle ilişkilendirerek göstermeyi hedeflemektedir. Türk sosyolojisini, başlangıcından 2000 yılına kadar devam eden süreç içerisinde değerlendirmeyi amaçlayan bu çalışma, her biri tarihsel döneme karşılık gelen üç bölüm olarak tasarlanmıştır. Dönemselleştirme yapılırken, her dönemin sosyolojik evreninin bir bütünlük sunmasına önem verilmiştir. Her dönemin sosyolojik evreninden bir dinamiği, öğeyi, çalışmayı kendi bağlamında ve belli bir iç tutarlılık taşıyacak şekilde etraflıca masaya yatırmaktadır.
Türkiye'de Sosyolojinin İnşası, Türk sosyoloji tarihi kapsamında belirginleşen sosyoloji yapma tarzlarının farklı tarihsel dönemlerdeki dönüşümünü ve bu dönüşüme neden olan dinamikleri ilişkisellik içerisinde ele almaktadır. Sosyolojinin biçimlenmesi, gelişmesi ve değişmesinde etkin olan dinamikler, başta siyaset olmak üzere, dönem içerisinde hâkim olan paradigma, dergicilik faaliyetleri, sosyoloji bölümleri ve sosyologların çalışmalarıdır. Söz konusu dinamiklerin karşılıklı etkileşimiyle Türk sosyolojisinin nasıl inşa edildiği ve dönemler arasında genel itibariyle nasıl farklılaştığı çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Dönemin sosyolojik evreninin anlaşılabilmesi için öncelikle her bir dinamiğin dönemler içerisindeki işleyişi ve yeniden şekillenişi ayrı ayrı başlıklar halinde analiz edilmektedir. Her dönem, sosyolojik evrende belirginleşen genel sosyolojik bakış açısı, teorik ve metodolojik eğilimler, gündeme gelen konular üzerinde durmaktadır. Akabinde sosyolojideki genel eğilimlerin dönem içerisindeki sosyologların çalışmalarına nasıl yansıdığı, sosyologların sosyolojiyi nasıl tanımladığı, hangi yöntemleri benimsediği tartışmaya açılmaktadır.
Türkiye'de Sosyolojinin İnşası, genel bir sosyoloji tarihi olmaktan ziyade bir yönüyle Türk sosyolojisinin farklı dönemlerde ne tür karakteristik özelliklere sahip olduğunu, bu özelliklerin hangi durumlarda çeşitlendiğini tespit etmeye çalışmaktadır. Diğer yönüyle, farklı dönemlerde belirginleşen söz konusu özelliklerin meydana gelmesinde tek bir dinamiğe odaklanmak yerine, farklı dinamikler arasındaki ilişkiyi sorgulamaktadır. Dönemler arasındaki farklılaşmayı ve sürekliliği birbirleriyle ilişkilendirerek göstermeyi hedeflemektedir. Türk sosyolojisini, başlangıcından 2000 yılına kadar devam eden süreç içerisinde değerlendirmeyi amaçlayan bu çalışma, her biri tarihsel döneme karşılık gelen üç bölüm olarak tasarlanmıştır. Dönemselleştirme yapılırken, her dönemin sosyolojik evreninin bir bütünlük sunmasına önem verilmiştir. Her dönemin sosyolojik evreninden bir dinamiği, öğeyi, çalışmayı kendi bağlamında ve belli bir iç tutarlılık taşıyacak şekilde etraflıca masaya yatırmaktadır.