Su, insanların ve diğer tüm canlıların yaşamlarını idame ettirmelerinin yanı sıra ekonomik, sosyal, kültürel kalkınmayı sağlamak üzere girişilen tüm beşerî faaliyetlerin gerçekleştirilmesinde zorunlu ancak kısıtlı bir unsur olarak her zaman önemini korumuştur. Su hakkı kavramı, yakın gelecek için ciddi tehditler barındıran küresel krizler çerçevesinde uluslararası arenada yarım yüzyılı aşkın süredir tartışma konusu olup, günümüzde halen akla birçok soru getirmektedir.
Bu çalışma küresel standartların bir ifadesi olarak, insan hakları temelli bir yaklaşımla ele alınması gereken su hakkının hukuki değerini ve normatif alanını, devletin hakkı somutlaştırmak üzere yürüteceği faaliyetler, bu faaliyetlerde gözetilecek ilkeler, özelleştirme, ücretlendirme, özel girişimin katılımı gibi temel soru ve sorunları Türk İdare Hukuku bakımından değerlendirmek ve ülkemizin su hakkı bağlamında portresini somutlaştırmak amacıyla hazırlanmıştır.
Su, insanların ve diğer tüm canlıların yaşamlarını idame ettirmelerinin yanı sıra ekonomik, sosyal, kültürel kalkınmayı sağlamak üzere girişilen tüm beşerî faaliyetlerin gerçekleştirilmesinde zorunlu ancak kısıtlı bir unsur olarak her zaman önemini korumuştur. Su hakkı kavramı, yakın gelecek için ciddi tehditler barındıran küresel krizler çerçevesinde uluslararası arenada yarım yüzyılı aşkın süredir tartışma konusu olup, günümüzde halen akla birçok soru getirmektedir.
Bu çalışma küresel standartların bir ifadesi olarak, insan hakları temelli bir yaklaşımla ele alınması gereken su hakkının hukuki değerini ve normatif alanını, devletin hakkı somutlaştırmak üzere yürüteceği faaliyetler, bu faaliyetlerde gözetilecek ilkeler, özelleştirme, ücretlendirme, özel girişimin katılımı gibi temel soru ve sorunları Türk İdare Hukuku bakımından değerlendirmek ve ülkemizin su hakkı bağlamında portresini somutlaştırmak amacıyla hazırlanmıştır.