Çocuk yetiştirme konusuyla ilgili okuduğum yüzlerce kitapta, mesleğim olan sosyal hizmetin eklektik yaklaşımı sayesinde, büyük bir eksikliği gözlemledim. Anne babalara, anahtar teslim 5-10 derste "çocuk yetiştirmenin sihirli formüllerini" verme iddiası, bilimsel temelden uzak ve sığ bir kavrayışı ifade etmektedir. Çünkü çocuk yetiştirmeyi bir "bağımlı değişken" olarak düşünürsek; özellikle, ülkemiz gibi gelişme sürecindeki ülkelerin politik-ekonomi ilgisizliği ve bunun yarattığı sosyoekonomik sorunların kıskacında, ebeveynlerin ve çocuklarımızın iyilik hali, aile işlevselliği, alt beynimizin yaşamsal önemi, ülkedeki eğitim sisteminin yapısı ve en önemlisi de çocukların sağlıklı bireyler olarak yetişmesini güçleştiren yapısal etmenler gibi konular, çok önemli "bağımsız değişkenler" olarak karşımıza çıkmaktadır.
Çocuk yetiştirme açısından, çocuğa dayatılan başarılı olmak, çok para kazanmak, çok iyi bölümlerde üniversite okumak, iyi bir işe girmek hedefleri, kapitalist girişimci insan modelini dayatarak, bireyselliği öne çıkartmakta ve başkalanyla dayanışmayı, toplumun iyilik halini düşünmeyi ihmal etmektedir. İnsanın en önemli özelliği olan sosyal varlık olma ve başkalanyla yaşama, sosyal koşulları daha iyi yapılandırabilmeyi ve topyekün uyum sağlamayı, yaşam kalitesini yükseltebilmeyi olanaklı kılmaktadır. İnsanın insanla yaşadığı gerçeği, toplumsal yaşamın niteliği ve tüm bireylerin iyilik hali, bu bağlamda ortaya konulmalıdır. Nitekim Hegel, "İnsan, kendi çağının çocuğudur." derken, bireylerin; kendi dönemlerinin sosyal, ekonomik, eğitsel ve tarihsel koşulları içinde yetiştiğini vurgulamıştı. Bu nedenlerle "çocuk yetiştirme", sadece çocukla ve anne babayla sınırlı bir süreç olmaktan öte, çok farklı psikososyal ve sosyoekonomik dinamikleri olan, karmaşık ve çok sistemli bakış açısı ve kavrayışı gerektiren bir olqudur. Bu çalışmada, sağlıklı ve humanist düşünebilen, diğerkamlık duygusu gelişmiş, duygusal zekâsıyla alt beynini daha etkili kullanabilen, stresini yönetebilen bireyler olabilmenin, ipuçları verilmeye çalışılmıştır. Erken çocukluk yaşantılarının, insan yavrusunun yazgısını belirlemedeki yaşamsal önemi, farklı yönleriyle ele alınmıştır. Diğer taraftan, sadece kendi bir iki çocuğumuzu iyi yetiştirmekle, ülkemizdeki çocuk sorununu halledemeyeceğimiz ve risk altında yaşayan tüm çocuklarımızın etkili biçimde korunması konusu, sağlıklı bir toplum hedefine ulaşabilmemiz açısından önemle ele alınmıştır.
Toplumumuzu oluşturan ve risk altında yaşayan tüm çocukların korunması için, güç sahibi çevrelerin, tüm yurttaşların etkili katılımıyla, gelişmiş "toplum temelli" çocuk koruma ve yetiştirme sistemlerine ulaşabilmeliyiz. Çünkü bakmaya kıyamadığımız, dünyanın en değerli varlığı olarak gördüğümüz çocuklarımız, yarının dünyasında, bakım, ilgi, sevgi görmemiş, yeterince desteklenmemiş, örselenmiş yaşıtlarıyla, karşı karşıya geleceklerdir. Bu kararın, topyekün olarak insani gelişmeyi sağlayabilmek ya da sürekli bir cehenneme katlanabilmeyi göze almakla ilgili olduğunun, tüm toplum kesimlerince anlaşılması, çözümleri ortaya çıkartacaktır.
Çocuk yetiştirme konusuyla ilgili okuduğum yüzlerce kitapta, mesleğim olan sosyal hizmetin eklektik yaklaşımı sayesinde, büyük bir eksikliği gözlemledim. Anne babalara, anahtar teslim 5-10 derste "çocuk yetiştirmenin sihirli formüllerini" verme iddiası, bilimsel temelden uzak ve sığ bir kavrayışı ifade etmektedir. Çünkü çocuk yetiştirmeyi bir "bağımlı değişken" olarak düşünürsek; özellikle, ülkemiz gibi gelişme sürecindeki ülkelerin politik-ekonomi ilgisizliği ve bunun yarattığı sosyoekonomik sorunların kıskacında, ebeveynlerin ve çocuklarımızın iyilik hali, aile işlevselliği, alt beynimizin yaşamsal önemi, ülkedeki eğitim sisteminin yapısı ve en önemlisi de çocukların sağlıklı bireyler olarak yetişmesini güçleştiren yapısal etmenler gibi konular, çok önemli "bağımsız değişkenler" olarak karşımıza çıkmaktadır.
Çocuk yetiştirme açısından, çocuğa dayatılan başarılı olmak, çok para kazanmak, çok iyi bölümlerde üniversite okumak, iyi bir işe girmek hedefleri, kapitalist girişimci insan modelini dayatarak, bireyselliği öne çıkartmakta ve başkalanyla dayanışmayı, toplumun iyilik halini düşünmeyi ihmal etmektedir. İnsanın en önemli özelliği olan sosyal varlık olma ve başkalanyla yaşama, sosyal koşulları daha iyi yapılandırabilmeyi ve topyekün uyum sağlamayı, yaşam kalitesini yükseltebilmeyi olanaklı kılmaktadır. İnsanın insanla yaşadığı gerçeği, toplumsal yaşamın niteliği ve tüm bireylerin iyilik hali, bu bağlamda ortaya konulmalıdır. Nitekim Hegel, "İnsan, kendi çağının çocuğudur." derken, bireylerin; kendi dönemlerinin sosyal, ekonomik, eğitsel ve tarihsel koşulları içinde yetiştiğini vurgulamıştı. Bu nedenlerle "çocuk yetiştirme", sadece çocukla ve anne babayla sınırlı bir süreç olmaktan öte, çok farklı psikososyal ve sosyoekonomik dinamikleri olan, karmaşık ve çok sistemli bakış açısı ve kavrayışı gerektiren bir olqudur. Bu çalışmada, sağlıklı ve humanist düşünebilen, diğerkamlık duygusu gelişmiş, duygusal zekâsıyla alt beynini daha etkili kullanabilen, stresini yönetebilen bireyler olabilmenin, ipuçları verilmeye çalışılmıştır. Erken çocukluk yaşantılarının, insan yavrusunun yazgısını belirlemedeki yaşamsal önemi, farklı yönleriyle ele alınmıştır. Diğer taraftan, sadece kendi bir iki çocuğumuzu iyi yetiştirmekle, ülkemizdeki çocuk sorununu halledemeyeceğimiz ve risk altında yaşayan tüm çocuklarımızın etkili biçimde korunması konusu, sağlıklı bir toplum hedefine ulaşabilmemiz açısından önemle ele alınmıştır.
Toplumumuzu oluşturan ve risk altında yaşayan tüm çocukların korunması için, güç sahibi çevrelerin, tüm yurttaşların etkili katılımıyla, gelişmiş "toplum temelli" çocuk koruma ve yetiştirme sistemlerine ulaşabilmeliyiz. Çünkü bakmaya kıyamadığımız, dünyanın en değerli varlığı olarak gördüğümüz çocuklarımız, yarının dünyasında, bakım, ilgi, sevgi görmemiş, yeterince desteklenmemiş, örselenmiş yaşıtlarıyla, karşı karşıya geleceklerdir. Bu kararın, topyekün olarak insani gelişmeyi sağlayabilmek ya da sürekli bir cehenneme katlanabilmeyi göze almakla ilgili olduğunun, tüm toplum kesimlerince anlaşılması, çözümleri ortaya çıkartacaktır.