En çok yer isimleri değişikliğinin Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu'da gerçekleştirildiği iddia ediliyor. Öyle midir bilmiyorum. Görebildiğim kadarıyla, bu iddiayı ortaya atanların meseleyi yüz yıllık bir tarih dilimi içinde ele aldıklarıdır.
Bazı çevreler hep aynı nakaratı söylüyor: Karadeniz'de Rum, Doğu'da Ermeni ve Kürt adları değiştirildi! Değiştirme olayı yaşandı;kabul. Ama değiştirilenin ne olduğu tartışma götürür. Öyle bildik ezberci yaklaşımlarla bu iş çözülemez. Bilim siyasete kurban edilemez.
Her işin bilimsel bir dayanağı olması gerekir. İşte burada karşımıza yeradıbilimi çıkıyor.
Yer adları alanındaki ilk kapsamlı sözlük olan Prof. Bilge Umar'ın Türkiye'deki Tarihsel Adlar çalışması, değiştirilen yer isimleri konusunda bizlere açıklayıcı bilgiler sunuyor.
Prof. Umar'ın bu bilimsel çalışmasını okuduğunuzda; her bir adın gösterdiği köyün, ilçenin, şehrin, dağın nehrin vb. hangi halkın dilinden geldiğini; hangi sözcük ve takılarla türetildiğini öğreniyorsunuz.
Karşınıza büyük Anadolu uygarlığını oluşturan unutulmuş diller çıkıyor: Hitit dili, Luwi dili, Thrak dili, Bithyn dili, Phryg dili, Huri dili, Urartu dili, Kelt/Galat dili vs. vs... Yazdığım gibi, sadece neredeyse son yüz yıla bakılarak, yer isminin Ermenice, Rumca, Türkçe, Kürtçe, Süryanice, Arapça, Lazca, Gürcüce vs. olduğu sanmak hatalı olur. Ne yazık ki bu bakış açısıyla, masa başında oturulup binlerce yılın ürünü isimleri değiştirmiş ve aslında Anadolu uygarlığını yok etmişiz. Anlamamışlar; yer adları Rumcaya ya da Ermeniceye benziyor diye değiştirmişler. Halbuki bazı isimlerin hiç mi hiç alakası yok. Ne büyük cahillik!
Korkarım uydurulmuş Türk adları yerine şimdi de Kürt Açılımı rüzgârıyla, yine uydurulmuş Kürt adları konulacak. Ve binlerce yıllık Anadolu uygarlığı mirası bu kez yine siyasete kurban edilecek. Anadolu'nun kendi kültürü olduğu gerçeği yine görmezlikten gelinecek...
En çok yer isimleri değişikliğinin Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu'da gerçekleştirildiği iddia ediliyor. Öyle midir bilmiyorum. Görebildiğim kadarıyla, bu iddiayı ortaya atanların meseleyi yüz yıllık bir tarih dilimi içinde ele aldıklarıdır.
Bazı çevreler hep aynı nakaratı söylüyor: Karadeniz'de Rum, Doğu'da Ermeni ve Kürt adları değiştirildi! Değiştirme olayı yaşandı;kabul. Ama değiştirilenin ne olduğu tartışma götürür. Öyle bildik ezberci yaklaşımlarla bu iş çözülemez. Bilim siyasete kurban edilemez.
Her işin bilimsel bir dayanağı olması gerekir. İşte burada karşımıza yeradıbilimi çıkıyor.
Yer adları alanındaki ilk kapsamlı sözlük olan Prof. Bilge Umar'ın Türkiye'deki Tarihsel Adlar çalışması, değiştirilen yer isimleri konusunda bizlere açıklayıcı bilgiler sunuyor.
Prof. Umar'ın bu bilimsel çalışmasını okuduğunuzda; her bir adın gösterdiği köyün, ilçenin, şehrin, dağın nehrin vb. hangi halkın dilinden geldiğini; hangi sözcük ve takılarla türetildiğini öğreniyorsunuz.
Karşınıza büyük Anadolu uygarlığını oluşturan unutulmuş diller çıkıyor: Hitit dili, Luwi dili, Thrak dili, Bithyn dili, Phryg dili, Huri dili, Urartu dili, Kelt/Galat dili vs. vs... Yazdığım gibi, sadece neredeyse son yüz yıla bakılarak, yer isminin Ermenice, Rumca, Türkçe, Kürtçe, Süryanice, Arapça, Lazca, Gürcüce vs. olduğu sanmak hatalı olur. Ne yazık ki bu bakış açısıyla, masa başında oturulup binlerce yılın ürünü isimleri değiştirmiş ve aslında Anadolu uygarlığını yok etmişiz. Anlamamışlar; yer adları Rumcaya ya da Ermeniceye benziyor diye değiştirmişler. Halbuki bazı isimlerin hiç mi hiç alakası yok. Ne büyük cahillik!
Korkarım uydurulmuş Türk adları yerine şimdi de Kürt Açılımı rüzgârıyla, yine uydurulmuş Kürt adları konulacak. Ve binlerce yıllık Anadolu uygarlığı mirası bu kez yine siyasete kurban edilecek. Anadolu'nun kendi kültürü olduğu gerçeği yine görmezlikten gelinecek...