Merkezi Devletler Birliği
Sovyetler Birliği'nin dağılmasında sonra meydana gelen otorite boşluğu alanında, batılı emperyalist güçler kendi hegemonyalarını kurabilmek için yeni bazı projeleri gündeme getirmişlerdir. Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşü sonrasında olduğu gibi, post Sovyet döneminde de emperyalistler arasında dünyanın merkezi bölgesinde hegemonya kurma yarışı yeniden ortaya çıkmıştır.
Eski Osmanlı coğrafyasında yeni bir yapılanma arayan batılı emperyal güçler içine Avrupa Birliği'de girince, bu bölgede yeni eyaletler oluşturarak kendine bağlamak üzüre devreye girdiği görülmektedir.
ABD'nin ve Büyük Ortadoğu projesi ile İsrail'in Büyük İsrail Projesinin yanında birde büyük Avrupa projesi gündeme gelmektedir..
Atlantik güçlerine karşı Faşist Hitler ile Komünist Stalin'i işbirliğine götüren koşulların benzeri yeniden ortaya çıkmaktadır. Osmanlı ve Sovyet İmparatorlukları'nın geri çekildiği alanda batılı emperyal güçlerin kesin bir rekabete ve mücadeleye giriştiği görülmektedir.
Türkiye, bu aşamada bölgenin merkezi devleti olarak böylesine bir çekişmeye sahne olan bölgenin devletleri ile bir araya gelerek, her türlü emperyal saldırı ve projeye karşı çıkmak ve bir bölge ittifakına öncülük yapmak durumundadır. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk'ün dış politikasına geri dönülerek, Sadabat paktı benzeri bir bölgesel dayanışma ve güvenlik paktının oluşturulması savaş sürecinin durdurulabilmesi açısından son derece acil ve yaşamsal öneme sahip bir konudur. Dünyanın merkezinde bulunan devletler, Merkezi Devletler Birliği adı altında bir araya gelerek gelecekte altı kutuplu bir dünyaya doğru gidilirken, bir merkezi kutup olarak yedinci kutbu oluşturmak ve böylece kutuplar arası mücadelenin yeni bir dünya savaşına dönüşmesini engellemek zorundadırlar.
Kıyamet, senaryolarının devre dışı kalması için böylesine bir oluşum kaçınılmazdır. Türkiye'nin B Planı olan Merkezi Devletler Birliği doğrultusunda böylesine bir yapılanma hemen devreye sokulmalıdır.
(Arka Kapak)
Merkezi Devletler Birliği
Sovyetler Birliği'nin dağılmasında sonra meydana gelen otorite boşluğu alanında, batılı emperyalist güçler kendi hegemonyalarını kurabilmek için yeni bazı projeleri gündeme getirmişlerdir. Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşü sonrasında olduğu gibi, post Sovyet döneminde de emperyalistler arasında dünyanın merkezi bölgesinde hegemonya kurma yarışı yeniden ortaya çıkmıştır.
Eski Osmanlı coğrafyasında yeni bir yapılanma arayan batılı emperyal güçler içine Avrupa Birliği'de girince, bu bölgede yeni eyaletler oluşturarak kendine bağlamak üzüre devreye girdiği görülmektedir.
ABD'nin ve Büyük Ortadoğu projesi ile İsrail'in Büyük İsrail Projesinin yanında birde büyük Avrupa projesi gündeme gelmektedir..
Atlantik güçlerine karşı Faşist Hitler ile Komünist Stalin'i işbirliğine götüren koşulların benzeri yeniden ortaya çıkmaktadır. Osmanlı ve Sovyet İmparatorlukları'nın geri çekildiği alanda batılı emperyal güçlerin kesin bir rekabete ve mücadeleye giriştiği görülmektedir.
Türkiye, bu aşamada bölgenin merkezi devleti olarak böylesine bir çekişmeye sahne olan bölgenin devletleri ile bir araya gelerek, her türlü emperyal saldırı ve projeye karşı çıkmak ve bir bölge ittifakına öncülük yapmak durumundadır. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk'ün dış politikasına geri dönülerek, Sadabat paktı benzeri bir bölgesel dayanışma ve güvenlik paktının oluşturulması savaş sürecinin durdurulabilmesi açısından son derece acil ve yaşamsal öneme sahip bir konudur. Dünyanın merkezinde bulunan devletler, Merkezi Devletler Birliği adı altında bir araya gelerek gelecekte altı kutuplu bir dünyaya doğru gidilirken, bir merkezi kutup olarak yedinci kutbu oluşturmak ve böylece kutuplar arası mücadelenin yeni bir dünya savaşına dönüşmesini engellemek zorundadırlar.
Kıyamet, senaryolarının devre dışı kalması için böylesine bir oluşum kaçınılmazdır. Türkiye'nin B Planı olan Merkezi Devletler Birliği doğrultusunda böylesine bir yapılanma hemen devreye sokulmalıdır.
(Arka Kapak)