Milletlerarası Hukuk Anabilim Dalı araştırma görevlisi Seçil Nergiz Karaman Engür'ün “Türkiye'nin Münhasır Ekonomik Bölgesindeki Balıkçılık Hakları” başlıklı yüksek lisans tezinin kitap hâline getirilerek basılmasında bir sunuş yazısını yazmak benim için zevkli bir görevdir.
Uluslararası Hukuk alanında yayınlanan eser sayısı hâlen nispeten sınırlı kalmaktadır; oysa günümüzde bu hukuk dalının gittikçe daha büyük önem kazandığı görülmektedir ve kavram ve ilkelerinin iyi anlaşılması ihtiyacı belirginleşmektedir. Bunun için de çeşitli konularda yayınlar ve konferanslar yapılması ve bilgi ve analizlerin kamuyla paylaşılması gerekliliği vardır.
İncelenmesi ve yayın yapılması gereken önemli konulardan biri de, dünyamızda deniz alanlarının geniş kesimlerini içeren “münhasır ekonomik bölge”dir.
Devletlerin ülkelerini genişletme olanakları daraldıkça ve toprak kazanma yolları belirli hukuk kurallarına bağlanınca, devletlerin ve ekonomik aktörlerin ilgisi deniz alanlarına yönelmiş bulunmaktadır. Çevrenin ve doğal kaynakların korunması, güvenlik kaygıları, uluslararası ekonomik ve ticarî faaliyetler yönünden deniz alanları hayatî bir önem taşımaktadır. Bu ilgi ve önemin yoğunlaştığı bir alan da, nispeten yeni bir kavram olarak otaya çıkan “münhasır ekonomik bölge”dir.
“Türkiye'nin Münhasır Ekonomik Bölgesindeki Balıkçılık Hakkı” başlıklı bu çalışma, araştırma görevlisi Seçil Nergiz Karaman Engür tarafından Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü bünyesinde Kamu Hukuku alanında yüksek lisans tezi olarak hazırlanmış, 2016 yılında jüri önünde savunularak oybirliğiyle başarılı bulunmuştur.
Anabilim dalı başkanı ve tez danışmanı olarak, Seçil Nergiz Karaman Engür'ün çalışmalarını yönetmek benim için zevkle yürüttüğüm bir görev olmuştur. Kendisinin özellikle denizlere duyduğu ilgi, bu çalışmanın ilerlemesinde güçlü bir motivasyon ve çalışmanın içeriğine de yansıyan bir “canlılık” katmıştır. Elinizdeki eserde sadece hukuk bilgileri irdelenmekle kalmamakta, somut bir doğal element olarak denize ve içindeki varlıklara duyulan sıcak ilgi bu çalışmaya ayrı bir tat katmaktadır.
Bu eserde münhasır ekonomik bölge kavramı ve hukukî rejimi, özellikle de balıkçılık hakları incelenmiştir. Ülkemize ve yakın çevremize ilişkin uygulama ve gelişmelerin de işlendiği bu çalışma bu yönden belirgin bir güncellik taşımaktadır.
Milletlerarası Hukuk Anabilim Dalı araştırma görevlisi Seçil Nergiz Karaman Engür'ün “Türkiye'nin Münhasır Ekonomik Bölgesindeki Balıkçılık Hakları” başlıklı yüksek lisans tezinin kitap hâline getirilerek basılmasında bir sunuş yazısını yazmak benim için zevkli bir görevdir.
Uluslararası Hukuk alanında yayınlanan eser sayısı hâlen nispeten sınırlı kalmaktadır; oysa günümüzde bu hukuk dalının gittikçe daha büyük önem kazandığı görülmektedir ve kavram ve ilkelerinin iyi anlaşılması ihtiyacı belirginleşmektedir. Bunun için de çeşitli konularda yayınlar ve konferanslar yapılması ve bilgi ve analizlerin kamuyla paylaşılması gerekliliği vardır.
İncelenmesi ve yayın yapılması gereken önemli konulardan biri de, dünyamızda deniz alanlarının geniş kesimlerini içeren “münhasır ekonomik bölge”dir.
Devletlerin ülkelerini genişletme olanakları daraldıkça ve toprak kazanma yolları belirli hukuk kurallarına bağlanınca, devletlerin ve ekonomik aktörlerin ilgisi deniz alanlarına yönelmiş bulunmaktadır. Çevrenin ve doğal kaynakların korunması, güvenlik kaygıları, uluslararası ekonomik ve ticarî faaliyetler yönünden deniz alanları hayatî bir önem taşımaktadır. Bu ilgi ve önemin yoğunlaştığı bir alan da, nispeten yeni bir kavram olarak otaya çıkan “münhasır ekonomik bölge”dir.
“Türkiye'nin Münhasır Ekonomik Bölgesindeki Balıkçılık Hakkı” başlıklı bu çalışma, araştırma görevlisi Seçil Nergiz Karaman Engür tarafından Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü bünyesinde Kamu Hukuku alanında yüksek lisans tezi olarak hazırlanmış, 2016 yılında jüri önünde savunularak oybirliğiyle başarılı bulunmuştur.
Anabilim dalı başkanı ve tez danışmanı olarak, Seçil Nergiz Karaman Engür'ün çalışmalarını yönetmek benim için zevkle yürüttüğüm bir görev olmuştur. Kendisinin özellikle denizlere duyduğu ilgi, bu çalışmanın ilerlemesinde güçlü bir motivasyon ve çalışmanın içeriğine de yansıyan bir “canlılık” katmıştır. Elinizdeki eserde sadece hukuk bilgileri irdelenmekle kalmamakta, somut bir doğal element olarak denize ve içindeki varlıklara duyulan sıcak ilgi bu çalışmaya ayrı bir tat katmaktadır.
Bu eserde münhasır ekonomik bölge kavramı ve hukukî rejimi, özellikle de balıkçılık hakları incelenmiştir. Ülkemize ve yakın çevremize ilişkin uygulama ve gelişmelerin de işlendiği bu çalışma bu yönden belirgin bir güncellik taşımaktadır.