Müzikal çeşitlilik kültürel çeşitliliğin bir parçası… Ve doğa için biyolojik çeşitlilik neyse, insanlık için kültürel çeşitlilik o…
Türkiye'nin popüler müzik tarihinde 1960'lardan günümüze doğru gelirken müzikal çeşitlilik sürekli olarak AZALIYOR.
“Olur mu hiç öyle şey, artık internet var! Müziğin her türlüsünü üreten her sanatçının dinleyicilere ulaşması bugün hiç olmadığı kadar kolay! Dinleyici de bu deniz derya çeşitlilikten nasibini alıyordur elbette” mi diyorsunuz? Öyleyse yanılıyorsunuz!
Dinleyicilerin müzikal tercihleri, üretimden dijital platformlara yansıyan onca çeşitliliğe rağmen, çok dar bir alana – ana akım pop ve biraz da arabesk - hapsolmuş durumda. Bunun başlıca sorumluları ise;
- (Yıl 2018 ama hâlâ) ana akım müzik medyası,
- Dijital müzik dinleme ve sosyal medya platformlarının popülerden yana olan algoritmaları,
- Büyük şirketlerin geleneksel medyada başlayıp dijitalde de bitmeyen hakimiyetleri,
- Biraz da dinleyicinin kolaya kaçma eğilimi…
Funda Lena'nın kaleme aldığı Türkiye'nin Müzik Endüstrisinde Çeşitlilik başlıklı kitap Türkiye'de üretilen müzikal çeşitlilikle tüketilen müzikal çeşitlilik arasındaki farkı ve bu farkın sebeplerini derinlemesine irdeliyor. Sektörde dijitalleşme öncesi dönemde var olan adaletsizliklerin 2000'ler ve sonrasında da devam ettiğini kalitatif ve kantitatif araştırma bulguları ışığında ortaya koyuyor. Müzik sektörünün içine hapsolduğu bu kısır döngüden, bu standartlaşma tuzağından nasıl kurtulabileceğine dair çözüm önerileri sunuyor.
Türkiye'nin müzik sektörü üzerine bugüne kadar yazılmış en kapsamlı kitap olması dolayısıyla müzikle uzak ya da yakın ilgisi olan herkesin kütüphanesinde bulunmasını öneriyoruz.
Müzikal çeşitlilik kültürel çeşitliliğin bir parçası… Ve doğa için biyolojik çeşitlilik neyse, insanlık için kültürel çeşitlilik o…
Türkiye'nin popüler müzik tarihinde 1960'lardan günümüze doğru gelirken müzikal çeşitlilik sürekli olarak AZALIYOR.
“Olur mu hiç öyle şey, artık internet var! Müziğin her türlüsünü üreten her sanatçının dinleyicilere ulaşması bugün hiç olmadığı kadar kolay! Dinleyici de bu deniz derya çeşitlilikten nasibini alıyordur elbette” mi diyorsunuz? Öyleyse yanılıyorsunuz!
Dinleyicilerin müzikal tercihleri, üretimden dijital platformlara yansıyan onca çeşitliliğe rağmen, çok dar bir alana – ana akım pop ve biraz da arabesk - hapsolmuş durumda. Bunun başlıca sorumluları ise;
- (Yıl 2018 ama hâlâ) ana akım müzik medyası,
- Dijital müzik dinleme ve sosyal medya platformlarının popülerden yana olan algoritmaları,
- Büyük şirketlerin geleneksel medyada başlayıp dijitalde de bitmeyen hakimiyetleri,
- Biraz da dinleyicinin kolaya kaçma eğilimi…
Funda Lena'nın kaleme aldığı Türkiye'nin Müzik Endüstrisinde Çeşitlilik başlıklı kitap Türkiye'de üretilen müzikal çeşitlilikle tüketilen müzikal çeşitlilik arasındaki farkı ve bu farkın sebeplerini derinlemesine irdeliyor. Sektörde dijitalleşme öncesi dönemde var olan adaletsizliklerin 2000'ler ve sonrasında da devam ettiğini kalitatif ve kantitatif araştırma bulguları ışığında ortaya koyuyor. Müzik sektörünün içine hapsolduğu bu kısır döngüden, bu standartlaşma tuzağından nasıl kurtulabileceğine dair çözüm önerileri sunuyor.
Türkiye'nin müzik sektörü üzerine bugüne kadar yazılmış en kapsamlı kitap olması dolayısıyla müzikle uzak ya da yakın ilgisi olan herkesin kütüphanesinde bulunmasını öneriyoruz.