Türkiye'ye Derin Saldırı
Politika Siyaset/ Diğer
Politika Siyaset/ Dünya Siyaseti ve Politikası
Politika Siyaset/ Genel Politika, Siyaset Bilim, Siyaset Tarihi
Politika Siyaset/ Kurumlar, Örgütler
Politika Siyaset/ Siyaset Bilimi
Politika Siyaset/ Uluslararası İlişkiler, Dış Politika
CIA ajanı Giraldi, açıklamalarında şunları söylüyor: "1986-1989 yılları arasında Avrupa'nın en büyük CIA üssü İstanbul idi. Soğuk savaş devam ettiği için çoğu ajanlar, Boğaz'dan Akdeniz'e geçen Sovyet Deniz Kuvvetleri'ni izlemekle meşguldü. CIA'dan para alan üst düzey bir Türk görevlisinin olduğunu biliyorum. Bu kişi çok büyük paralarla CIA'ya bilgi verdi. Bu kişinin adını sadece üst düzey CIA yetkilileri biliyor." "Fener Patrikhanesi'nin, Avrupa Birliği'nde 1995 yılından beri diplomatik temsilciliği vardır. Avrupa Birliği'nde kilise olarak diplomatik düzeyde temsil edilen ilk kurum patrikhane'dir." Didim'de 4 bin İngiliz, konut satın almıştır. Didim Belediye Başkanı Mümin Kamacı, İngilizlerin mahalle ve site satın aldığını itiraf ediyor. Başkan'ın ifadesine göre "50-60-80 evi toplu satın alan İngilizler, Didim'de İngiliz sitesi ve İngiliz mahalleleri oluşturmuştur" Aynı günkü Resmi Gazete'nin 25'inci sayfasında şu ifadeler yer alıyor: "... Dünya Ticaret Örgütü normları ile bu konudaki AB direktifleri göz önüne alınacak şekilde, Kanun Tasarısı hazırlanmış ve ilgili kurum ve kuruluşların görüşüne sunulmuştur." Tırnak içine aldığımız "direktif" kelimesinin devletin resmi Türk Dil Kurumu'nca basılan lugatındaki anlamı "talimat." Yani devletin Resmi Gazetesi'ndeki "resmi" ifadeye göre AB Türkiye'ye "talimat vermiş," bu talimat üzerine de bu yasa çıkartılmış! Bulgaristan'ın Ankara Büyükelçisinin veda resepsiyonuna katılanlar arasında ABD Büyükelçisi Ross Wilson'da vardı. Wilson, Karadeniz Bölgesi'ne yönelik olarak kendisine sorulan bir soruya şu cevabı verdi: "Karadeniz uluslararası bir su. Biz bu çerçevede haklarımızdan yararlanmak istiyoruz. Karadeniz'de istihbarat alış-verişini geniş bir alana yaymak istiyoruz." M. Emin Talat'ın eşi Oya Talat, 24 Ekim 2003 tarihli Volkan Gazetesi'nde çıkan bir haberde bunun tam aksini söylüyordu; "Çeşitli atölye çalışmaları ile kadınlara ulaşılmaya çalışıldı. Bu arada Fulbright, British Council ve Avrupa Birliği fonları kullanılarak çeşitli etkinlikler, özellikle seminer ve konferanslarda düzenlendi. Bu konuda genç kadınların motive edilmesi amaçlandı. Bu paralarla 20 Türk kadını Amerika'da eğitildi. Annan Planı'nın kabul edilmesi için mitingler düzenlendi. Bu kadınlar mitinglerde en önde yerlerini aldılar".
CIA ajanı Giraldi, açıklamalarında şunları söylüyor: "1986-1989 yılları arasında Avrupa'nın en büyük CIA üssü İstanbul idi. Soğuk savaş devam ettiği için çoğu ajanlar, Boğaz'dan Akdeniz'e geçen Sovyet Deniz Kuvvetleri'ni izlemekle meşguldü. CIA'dan para alan üst düzey bir Türk görevlisinin olduğunu biliyorum. Bu kişi çok büyük paralarla CIA'ya bilgi verdi. Bu kişinin adını sadece üst düzey CIA yetkilileri biliyor." "Fener Patrikhanesi'nin, Avrupa Birliği'nde 1995 yılından beri diplomatik temsilciliği vardır. Avrupa Birliği'nde kilise olarak diplomatik düzeyde temsil edilen ilk kurum patrikhane'dir." Didim'de 4 bin İngiliz, konut satın almıştır. Didim Belediye Başkanı Mümin Kamacı, İngilizlerin mahalle ve site satın aldığını itiraf ediyor. Başkan'ın ifadesine göre "50-60-80 evi toplu satın alan İngilizler, Didim'de İngiliz sitesi ve İngiliz mahalleleri oluşturmuştur" Aynı günkü Resmi Gazete'nin 25'inci sayfasında şu ifadeler yer alıyor: "... Dünya Ticaret Örgütü normları ile bu konudaki AB direktifleri göz önüne alınacak şekilde, Kanun Tasarısı hazırlanmış ve ilgili kurum ve kuruluşların görüşüne sunulmuştur." Tırnak içine aldığımız "direktif" kelimesinin devletin resmi Türk Dil Kurumu'nca basılan lugatındaki anlamı "talimat." Yani devletin Resmi Gazetesi'ndeki "resmi" ifadeye göre AB Türkiye'ye "talimat vermiş," bu talimat üzerine de bu yasa çıkartılmış! Bulgaristan'ın Ankara Büyükelçisinin veda resepsiyonuna katılanlar arasında ABD Büyükelçisi Ross Wilson'da vardı. Wilson, Karadeniz Bölgesi'ne yönelik olarak kendisine sorulan bir soruya şu cevabı verdi: "Karadeniz uluslararası bir su. Biz bu çerçevede haklarımızdan yararlanmak istiyoruz. Karadeniz'de istihbarat alış-verişini geniş bir alana yaymak istiyoruz." M. Emin Talat'ın eşi Oya Talat, 24 Ekim 2003 tarihli Volkan Gazetesi'nde çıkan bir haberde bunun tam aksini söylüyordu; "Çeşitli atölye çalışmaları ile kadınlara ulaşılmaya çalışıldı. Bu arada Fulbright, British Council ve Avrupa Birliği fonları kullanılarak çeşitli etkinlikler, özellikle seminer ve konferanslarda düzenlendi. Bu konuda genç kadınların motive edilmesi amaçlandı. Bu paralarla 20 Türk kadını Amerika'da eğitildi. Annan Planı'nın kabul edilmesi için mitingler düzenlendi. Bu kadınlar mitinglerde en önde yerlerini aldılar".