“Maveraünnehr sakinlerinin alicenaplığına gelince, bütün ülke bir aile gibidir. Eğer biri bir diğerinin evine giderse, kendisini kendi evindeymiş gibi hisseder. Eğer evlerine bir misafir gelirse, hiçbir yüksünme duymadan onun ihtiyaçlarını karşılamak için ellerinden geleni yaparlar. Bunu yaparken ağırladıkları kişinin kim olduğuna bakmaz, bunun için herhangi bir karşılık beklemez, sadece asalet ve zenginliklerini göstermek isterler. Herkes elinden geldiğince ve gücü nispetinde misafirini ağırlamaya çalışır. Bütün gün kapısını çalacak birine karşı hazırlıkla meşgul olur; ikramda bulunacağı birinin kapısını çalmasının özlemi içindedir. Mahallelerine bir yolcu geldiğinde onu kapıp misafir etmek için birbirleriyle yarışırlar.
“Başka insanlar mal toplamak, para biriktirmek için birbirleriyle yarışırken, onlar ellerindeki avuçlarındaki başkalarına ikramda bulunmak için yarışırlar.
“Servet ve para sahibi olanlar, genellikle paralarını kendi zevkleri ve Allah'ın hoşnut olmayacağı şeyler uğruna ve birbirleriyle yarışmak için harcarlar. Mâverâünnehirli zenginler ise genellikle paralarını okullar, hanlar ve yollar yaptırmak için harcarlar
“Duyduğuma göre Mâverâünnehir'de on binden fazla han vardır ve bunların çoğunda misafirlere yemek verilir, bineklerinin yem ihtiyacı karşılanır.
“Semerkand'da ve banliyölerinde soğuk sebili olmayan ne bir han gördüm, ne mahalle, ne de yol. Kültürlü kişilerden işittiğime göre Semerkand ve civarında ücretsiz soğuk su ikram edilen iki binden fazla yer vardır. Her vakıfta duvar içine yapılmış, üzeri bakır ve seramikle kaplı sebiller bulunmaktadır.”
“Bu ülke halkı genellikle ilme ve adalete düşkündür. Çok azı hariç, herkes helal lokma yemeyi sever. Haram lokma peşinde koşanlar gerçekten çok azdır.”
“Maveraünnehr sakinlerinin alicenaplığına gelince, bütün ülke bir aile gibidir. Eğer biri bir diğerinin evine giderse, kendisini kendi evindeymiş gibi hisseder. Eğer evlerine bir misafir gelirse, hiçbir yüksünme duymadan onun ihtiyaçlarını karşılamak için ellerinden geleni yaparlar. Bunu yaparken ağırladıkları kişinin kim olduğuna bakmaz, bunun için herhangi bir karşılık beklemez, sadece asalet ve zenginliklerini göstermek isterler. Herkes elinden geldiğince ve gücü nispetinde misafirini ağırlamaya çalışır. Bütün gün kapısını çalacak birine karşı hazırlıkla meşgul olur; ikramda bulunacağı birinin kapısını çalmasının özlemi içindedir. Mahallelerine bir yolcu geldiğinde onu kapıp misafir etmek için birbirleriyle yarışırlar.
“Başka insanlar mal toplamak, para biriktirmek için birbirleriyle yarışırken, onlar ellerindeki avuçlarındaki başkalarına ikramda bulunmak için yarışırlar.
“Servet ve para sahibi olanlar, genellikle paralarını kendi zevkleri ve Allah'ın hoşnut olmayacağı şeyler uğruna ve birbirleriyle yarışmak için harcarlar. Mâverâünnehirli zenginler ise genellikle paralarını okullar, hanlar ve yollar yaptırmak için harcarlar
“Duyduğuma göre Mâverâünnehir'de on binden fazla han vardır ve bunların çoğunda misafirlere yemek verilir, bineklerinin yem ihtiyacı karşılanır.
“Semerkand'da ve banliyölerinde soğuk sebili olmayan ne bir han gördüm, ne mahalle, ne de yol. Kültürlü kişilerden işittiğime göre Semerkand ve civarında ücretsiz soğuk su ikram edilen iki binden fazla yer vardır. Her vakıfta duvar içine yapılmış, üzeri bakır ve seramikle kaplı sebiller bulunmaktadır.”
“Bu ülke halkı genellikle ilme ve adalete düşkündür. Çok azı hariç, herkes helal lokma yemeyi sever. Haram lokma peşinde koşanlar gerçekten çok azdır.”