Misak-ı Milli bir yönüyle Kurtuluş Savaşı'nın ve Cumhuriyet'in arka planını oluşturan bir siyasi ve hukuki belgedir. Bir Meclis kararı olduğu için meşruiyeti olan ve onu esas alan kurucu kadronun meşruiyetini de sağlayan bir belgedir.
İkinci olarak, Misak-ı Milli, “Türk çoğunluğuna dayalı bir Türk vatanının sınırlarını” çizmiştir. Bunu da dönemin uluslararası hukukuna dayanarak yapmıştır. İmparatorluğun dağılması sürecinde yeni Türk Devleti'nin hem insan hem de toprak unsurlarını gerçekçi ve insani değerlere dayalı olarak belirlemiştir.
Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının, Milli Mücadele'nin siyasi ve askeri süreçlerini takip ederken dayandıkları yegane belge Misak-ı Milli olmuştur. Kurtuluş Savaşı'nın ardından imzalanan ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni var eden Lozan Antlaşması da bir kurucu antlaşma olarak Misak-ı Milli kararlarına dayandırılmıştır.
Yrd. Doç. Dr. Ali Güler, bu eserde arşiv belgelerine dayalı olarak Misak-ı Milli'yi her yönüyle ele almakta, okuyucuları “Türk'ün Unutulan Yemini”ni hatırlamaya davet etmektedir. Etrafımızda gelişen son olaylar buna ihtiyacımız olduğunu göstermektedir.
Misak-ı Milli bir yönüyle Kurtuluş Savaşı'nın ve Cumhuriyet'in arka planını oluşturan bir siyasi ve hukuki belgedir. Bir Meclis kararı olduğu için meşruiyeti olan ve onu esas alan kurucu kadronun meşruiyetini de sağlayan bir belgedir.
İkinci olarak, Misak-ı Milli, “Türk çoğunluğuna dayalı bir Türk vatanının sınırlarını” çizmiştir. Bunu da dönemin uluslararası hukukuna dayanarak yapmıştır. İmparatorluğun dağılması sürecinde yeni Türk Devleti'nin hem insan hem de toprak unsurlarını gerçekçi ve insani değerlere dayalı olarak belirlemiştir.
Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının, Milli Mücadele'nin siyasi ve askeri süreçlerini takip ederken dayandıkları yegane belge Misak-ı Milli olmuştur. Kurtuluş Savaşı'nın ardından imzalanan ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni var eden Lozan Antlaşması da bir kurucu antlaşma olarak Misak-ı Milli kararlarına dayandırılmıştır.
Yrd. Doç. Dr. Ali Güler, bu eserde arşiv belgelerine dayalı olarak Misak-ı Milli'yi her yönüyle ele almakta, okuyucuları “Türk'ün Unutulan Yemini”ni hatırlamaya davet etmektedir. Etrafımızda gelişen son olaylar buna ihtiyacımız olduğunu göstermektedir.