Tussy olarak anılan Jenny Julia Eleanor Marx, Karl Marx ile eşi Jenny von Westphalenin 1855te dünyaya gelen en küçük kızlarıydı. Birçok alanda son derece yetenekli olan Tussy çok sevdiği babası tarafından küçük yaşlarda siyasetin ve sosyalist hareketin içine çekildi. Kadın hakları konusunda kendi başından geçen tecrübeler onu kaçınılmaz biçimde feminizme götürdü. Hiçbir eğitimi görmemiş olmasına rağmen gazete ve dergilerde köşe yazarlığı yaptı, pek çok kitap, makale ve çeviriye imza attı. Babasından kalan birçok elyazmasını da yayıma hazırlayan Tussy Marx, İngiliz işçi ve sendika hareketinin en önemli sözcülerinden biri oldu ve İkinci Sosyalist Enternasyonalde öncü rol üstlendi. Hastalıklar, entrikalar, ihanetler ve sorunlu ilişkilerden bitkin düşerek 1898de ağır bir depresyona girdi ve henüz 43 yaşındayken kendi elleriyle yaşamına son verdi.
Eva Weissweiler kaleme aldığı bu sürükleyici biyografide, Karl Marxın en küçük kızının; hayatını sosyalizm ve kadın hareketi için çalışmakla babasının ağırlığı altında ezilmek arasında geçiren yetenekli ama mutsuz bir kadının dramını anlatıyor. Tussy Marxın Kautsky, Bernstein, Bebel, Shaw ve daha pek çok önemli isimle mektuplaşmalarını da içeren yüzlerce belgenin ilk kez kullanıldığı bu kitapta, antisemitizm dalgası üzerine olduğu kadar, Karl Marxın ve 19. yüzyıl işçi hareketinin diğer öncülerinin hayatı hakkında bilinmeyen pek çok bilgi gün ışığına çıkıyor.
Bir kalıba sokulduğumuzu biliyoruz ve yara yapıncaya kadar kaşınıyoruz.
Tussy olarak anılan Jenny Julia Eleanor Marx, Karl Marx ile eşi Jenny von Westphalenin 1855te dünyaya gelen en küçük kızlarıydı. Birçok alanda son derece yetenekli olan Tussy çok sevdiği babası tarafından küçük yaşlarda siyasetin ve sosyalist hareketin içine çekildi. Kadın hakları konusunda kendi başından geçen tecrübeler onu kaçınılmaz biçimde feminizme götürdü. Hiçbir eğitimi görmemiş olmasına rağmen gazete ve dergilerde köşe yazarlığı yaptı, pek çok kitap, makale ve çeviriye imza attı. Babasından kalan birçok elyazmasını da yayıma hazırlayan Tussy Marx, İngiliz işçi ve sendika hareketinin en önemli sözcülerinden biri oldu ve İkinci Sosyalist Enternasyonalde öncü rol üstlendi. Hastalıklar, entrikalar, ihanetler ve sorunlu ilişkilerden bitkin düşerek 1898de ağır bir depresyona girdi ve henüz 43 yaşındayken kendi elleriyle yaşamına son verdi.
Eva Weissweiler kaleme aldığı bu sürükleyici biyografide, Karl Marxın en küçük kızının; hayatını sosyalizm ve kadın hareketi için çalışmakla babasının ağırlığı altında ezilmek arasında geçiren yetenekli ama mutsuz bir kadının dramını anlatıyor. Tussy Marxın Kautsky, Bernstein, Bebel, Shaw ve daha pek çok önemli isimle mektuplaşmalarını da içeren yüzlerce belgenin ilk kez kullanıldığı bu kitapta, antisemitizm dalgası üzerine olduğu kadar, Karl Marxın ve 19. yüzyıl işçi hareketinin diğer öncülerinin hayatı hakkında bilinmeyen pek çok bilgi gün ışığına çıkıyor.
Bir kalıba sokulduğumuzu biliyoruz ve yara yapıncaya kadar kaşınıyoruz.