Gazzâlî, on birinci yüzyılda kaleme aldığı Filozofların Tutarsızlığı isimli çalışmasının hemen başında yer alan “Maksadü'l Felâsife” bölümünde felsefenin, hakikati temsil etme yetisine sahip olamayacağını vurgulayarak İbn Sînâ'nın İslam felsefesine ağır eleştiriler getirirken, İbn Rüşd de bu tartışma zincirine Tehafütü't-Tehafüt isimli kitabıyla eklemlenir. Gazzâlî'nin Tehâfütü'l-Fel'âsife'sine cevaben yazılmış olan Tehafütü't-Tehafüt, yalnızca kâinatın oluşumunndan doğaya, gök cisimlerinden yaratıcıya kadar birçok konuyu içermekle kalmaz, Gazzâlî'nin, İbn Sînâ'nın, birçok filozofun ve tabii kendisinin görüşlerini belirtmek suretiyle bu konuları âdeta bir tür münakaşa atmosferi içerisinde okuyucuyla buluşturur.
Gazzâlî, on birinci yüzyılda kaleme aldığı Filozofların Tutarsızlığı isimli çalışmasının hemen başında yer alan “Maksadü'l Felâsife” bölümünde felsefenin, hakikati temsil etme yetisine sahip olamayacağını vurgulayarak İbn Sînâ'nın İslam felsefesine ağır eleştiriler getirirken, İbn Rüşd de bu tartışma zincirine Tehafütü't-Tehafüt isimli kitabıyla eklemlenir. Gazzâlî'nin Tehâfütü'l-Fel'âsife'sine cevaben yazılmış olan Tehafütü't-Tehafüt, yalnızca kâinatın oluşumunndan doğaya, gök cisimlerinden yaratıcıya kadar birçok konuyu içermekle kalmaz, Gazzâlî'nin, İbn Sînâ'nın, birçok filozofun ve tabii kendisinin görüşlerini belirtmek suretiyle bu konuları âdeta bir tür münakaşa atmosferi içerisinde okuyucuyla buluşturur.