Tutku, Değişim ve Zarafet, İstanbul'un 1950'li yıllarına, Türkiyeinsanının mutlu hatıralarına dokunuyor. Değişimin başladığı,Osmanlı'nın hâlâ hatırlandığı, kentin hüznüne rağmen insanların kendini tatlı bir huzura bıraktığı zamanlar. Siyah beyaz fotoğraflarda kalmış unutulmaz yıllar…
Elinizdeki kitap işte bu zamanın insanlarının ve gündelik hayatının izini sürüyor. İnsan hikâyelerini, gündeliğin ritmini, parıltılıyaşamlardan şehre tutunamayanlara uzanan geniş bir yelpazeyi konu alıyor. Kimi zaman İstanbul'un varsıl yüzünü anlatırken kimi zaman merceğini şehrin kuytu köşelerine çeviriyor.
Adadaki görkemli konaklardan gecekondu mahallelerine, plajeğlencelerinden iş cinayetlerine, modaevlerinden batakhanelere uzanıyor. İmar harekâtı ile değişen şehrin topografyasına yinedönemin İstanbullusunun gözlerinden bakıyor. Yeni gelen vapurlarlaheyecanlanıyor, şehrin artan trafiğinde saç baş yoluyor, troleybüste gezip son kalan arnavutkaldırımlarını arşınlıyor.
1950'lerde çocuk oluyor, genç kadın oluyor, hasta oluyor, işçi oluyor,patron oluyor. Her birinde zarafet ile tutkuyu değişim rüzgârlarına yelken yapıyor.
Güven Gürkan Öztan ve Serdar Korucu, eski ile yeninin, yoksullukile zenginliğin, mütevazılık ile şatafatın çok kutupluluğu arasındaadeta yeniden şekillenen İstanbul'un 1950'li yıllarının izini sürüyorlar; tutkunun, değişimin, zarafetin ve bolca hayal kırıklığının...
Tutku, Değişim ve Zarafet, İstanbul'un 1950'li yıllarına, Türkiyeinsanının mutlu hatıralarına dokunuyor. Değişimin başladığı,Osmanlı'nın hâlâ hatırlandığı, kentin hüznüne rağmen insanların kendini tatlı bir huzura bıraktığı zamanlar. Siyah beyaz fotoğraflarda kalmış unutulmaz yıllar…
Elinizdeki kitap işte bu zamanın insanlarının ve gündelik hayatının izini sürüyor. İnsan hikâyelerini, gündeliğin ritmini, parıltılıyaşamlardan şehre tutunamayanlara uzanan geniş bir yelpazeyi konu alıyor. Kimi zaman İstanbul'un varsıl yüzünü anlatırken kimi zaman merceğini şehrin kuytu köşelerine çeviriyor.
Adadaki görkemli konaklardan gecekondu mahallelerine, plajeğlencelerinden iş cinayetlerine, modaevlerinden batakhanelere uzanıyor. İmar harekâtı ile değişen şehrin topografyasına yinedönemin İstanbullusunun gözlerinden bakıyor. Yeni gelen vapurlarlaheyecanlanıyor, şehrin artan trafiğinde saç baş yoluyor, troleybüste gezip son kalan arnavutkaldırımlarını arşınlıyor.
1950'lerde çocuk oluyor, genç kadın oluyor, hasta oluyor, işçi oluyor,patron oluyor. Her birinde zarafet ile tutkuyu değişim rüzgârlarına yelken yapıyor.
Güven Gürkan Öztan ve Serdar Korucu, eski ile yeninin, yoksullukile zenginliğin, mütevazılık ile şatafatın çok kutupluluğu arasındaadeta yeniden şekillenen İstanbul'un 1950'li yıllarının izini sürüyorlar; tutkunun, değişimin, zarafetin ve bolca hayal kırıklığının...