Son yıllarda Türkiye'de birçok hadis inkârcısı televizyon programlarına çıkarak Hz. Peygamber (s.a.v.) ve Ashabı'na karşı olumsuz bir hava oluşturmaya çabalamaktadırlar. Bazı çevreler tarafından bunlara çeşitli imkânlar sağlanmaktadır. Bunlar ellerine geçirdikleri fırsat ve imkânları kaçırmadan sık sık televizyonlarda boy göstermektedirler. Hatta bunlar, çeşitli programlarda âlimlere meydan okuyup onları eleştirmekle şöhretlerine şöhret katmaya çalışmaktadırlar. Bu zatların ileri sürdükleri mesnetsiz iddialar yüzünden birçok Müslüman kardeşimiz İslâm itikadından uzaklaşmakta, deizm ve ateizm gibi sapık inançlara kaymaktadırlar. Ben, birkaç oğlum ve bazı talebelerim de bu tür programları seyrettikten sonra onların ileri sürdükleri iddialarının kökenini araştırdık. Hz. Peygamber (s.a.v.)'in ‘ilmiyle amel etmeyen âlimlere lanet ettiği” şeklinde rivâyet edilen hadisin kapsamına girmemek için, hadis inkârcılarının eleştirdikleri ve uydurma dedikleri otuz iki hadisin aslını araştırıp otuz iki tane reddiyeyle cevap verdik. Bu yaptığımız araştırma esnasında gördük ki, aslında böbürlene böbürlene ilk defa kendileri tarafından ileri sürülmüş havası uyandırılan bu iddiaları malum olan bu şahıslar ortaya koymamışlardır. Bu iddialar, onların bazen itiraf ederek eserlerine atıf yaptıkları, bazen de fikir ve görüşlerini kendilerine mal ederek piyasaya sürdükleri selefleri olan Yahudi oryantalist Goldziher, Nöldeke, W. Montgemary Watt, Fransız oryantalist Leon Borche, dalâlet fırkalarının liderleri Mirza Gulam Ahmet el-Kadiyanî, Gulam Ahmet Perviz, Mirza Ali Muhammed eş-Şirazî, Mirza Hüseyin Ali, Ebûlfedâil el-İranî ve Amerika'da yaşayan ve kendisini Resûl olarak tanıtan, hatta miraca gittiğini iddia eden Reşad Halife'ın ortak saldırı noktalarıdır. Böylece birçok batılı müsteşrik ile doğulu yazarın iddialarını süsleyip tekrar tekrar gündeme getirdikleri görülmektedir.
Son yıllarda Türkiye'de birçok hadis inkârcısı televizyon programlarına çıkarak Hz. Peygamber (s.a.v.) ve Ashabı'na karşı olumsuz bir hava oluşturmaya çabalamaktadırlar. Bazı çevreler tarafından bunlara çeşitli imkânlar sağlanmaktadır. Bunlar ellerine geçirdikleri fırsat ve imkânları kaçırmadan sık sık televizyonlarda boy göstermektedirler. Hatta bunlar, çeşitli programlarda âlimlere meydan okuyup onları eleştirmekle şöhretlerine şöhret katmaya çalışmaktadırlar. Bu zatların ileri sürdükleri mesnetsiz iddialar yüzünden birçok Müslüman kardeşimiz İslâm itikadından uzaklaşmakta, deizm ve ateizm gibi sapık inançlara kaymaktadırlar. Ben, birkaç oğlum ve bazı talebelerim de bu tür programları seyrettikten sonra onların ileri sürdükleri iddialarının kökenini araştırdık. Hz. Peygamber (s.a.v.)'in ‘ilmiyle amel etmeyen âlimlere lanet ettiği” şeklinde rivâyet edilen hadisin kapsamına girmemek için, hadis inkârcılarının eleştirdikleri ve uydurma dedikleri otuz iki hadisin aslını araştırıp otuz iki tane reddiyeyle cevap verdik. Bu yaptığımız araştırma esnasında gördük ki, aslında böbürlene böbürlene ilk defa kendileri tarafından ileri sürülmüş havası uyandırılan bu iddiaları malum olan bu şahıslar ortaya koymamışlardır. Bu iddialar, onların bazen itiraf ederek eserlerine atıf yaptıkları, bazen de fikir ve görüşlerini kendilerine mal ederek piyasaya sürdükleri selefleri olan Yahudi oryantalist Goldziher, Nöldeke, W. Montgemary Watt, Fransız oryantalist Leon Borche, dalâlet fırkalarının liderleri Mirza Gulam Ahmet el-Kadiyanî, Gulam Ahmet Perviz, Mirza Ali Muhammed eş-Şirazî, Mirza Hüseyin Ali, Ebûlfedâil el-İranî ve Amerika'da yaşayan ve kendisini Resûl olarak tanıtan, hatta miraca gittiğini iddia eden Reşad Halife'ın ortak saldırı noktalarıdır. Böylece birçok batılı müsteşrik ile doğulu yazarın iddialarını süsleyip tekrar tekrar gündeme getirdikleri görülmektedir.