Üç İttihatçı, değerli tarihçi Orhan Koloğlu'nun bir dönem İttihat ve Terakki Fırkası'nda yer alan Aziz Ali Mısri, Kürt Şerif Paşa ve Dukagjinzade Basri'ye dair kapsamlı bir incelemesidir.
Bu üç ismin ortak noktası, yola İttihatçı olarak çıkmaları ama sonrasında kendi etnik kimliklerine uygun biçimde milliyetçilik yapmalarıdır. İttihatçılıktan Jöntürklüğe geçen, bir dönem Balkanlar'da Komitacı avcılığı bile yapan Osmanlı subayı Aziz Ali Mısri sonradan Arap milliyetçiliğine dönmüştür. Osmanlı Devleti'nin Stockholm elçisi Kürt Şerif Paşa ise Jöntürk olarak başladığı siyasi serüvenin Kürt milliyetçisi olarak devam etmiştir. İttihat ve Terakki'den mebus seçilen, Osmanlı Meclisi'nde Dışişleri Komisyonu Başkanlığını yapan Dukagjinzade Basri ise Arnavut milliyetçiliğinin sembol isimlerinden birisi olmuştur.
Orhan Koloğlu, Üç İttihatçı'da İttihat ve Terakki'nin Arap, Kürt ve Arnavut milliyetçilikleriyle ilişkisini gözler önüne seriyor. Böylelikle hem Türk milliyetçiliği ile İttihat ve Terakki arasındaki ilişkiyi tartışmaya açıyor hem de bu üç ismin geçirdiği değişiklikler üzerinden Osmanlı Devleti'nin son dönemine ışık tutuyor.
Üç İttihatçı, değerli tarihçi Orhan Koloğlu'nun bir dönem İttihat ve Terakki Fırkası'nda yer alan Aziz Ali Mısri, Kürt Şerif Paşa ve Dukagjinzade Basri'ye dair kapsamlı bir incelemesidir.
Bu üç ismin ortak noktası, yola İttihatçı olarak çıkmaları ama sonrasında kendi etnik kimliklerine uygun biçimde milliyetçilik yapmalarıdır. İttihatçılıktan Jöntürklüğe geçen, bir dönem Balkanlar'da Komitacı avcılığı bile yapan Osmanlı subayı Aziz Ali Mısri sonradan Arap milliyetçiliğine dönmüştür. Osmanlı Devleti'nin Stockholm elçisi Kürt Şerif Paşa ise Jöntürk olarak başladığı siyasi serüvenin Kürt milliyetçisi olarak devam etmiştir. İttihat ve Terakki'den mebus seçilen, Osmanlı Meclisi'nde Dışişleri Komisyonu Başkanlığını yapan Dukagjinzade Basri ise Arnavut milliyetçiliğinin sembol isimlerinden birisi olmuştur.
Orhan Koloğlu, Üç İttihatçı'da İttihat ve Terakki'nin Arap, Kürt ve Arnavut milliyetçilikleriyle ilişkisini gözler önüne seriyor. Böylelikle hem Türk milliyetçiliği ile İttihat ve Terakki arasındaki ilişkiyi tartışmaya açıyor hem de bu üç ismin geçirdiği değişiklikler üzerinden Osmanlı Devleti'nin son dönemine ışık tutuyor.