İhtiyar amcanın biri “Bu kitaplar ne, oğlum? Enver Ustalı mısın?“ demişti. Ne Enver Ustası? O da kimdi! Üniversite, Enver Usta'ydı onların dilinde. Belki yaşlandığımda bir gün otobüste bana yer veren gence, “Üniversiteli misin?“ dediğimde şaşıracak, “Üniversite de ne? Ne diyor bu bunak ihtiyar?“ diyecektir. Özellikle üniversitelerde açılan tanıtım, faaliyetleri ve organizasyon standlarında çok şebekçe, yılışık sloganlar, yazılar kullanılıyor. Ve bu yazılarla Türkçe katlediliyor.
Farkındalık yaratmak amacıyla yazılan bu yazılar, anagramlar gençlerin hoşuna gidiyor ama bir yandan da kaçınılmaz olarak gündelik dilimize, konuşmamıza giriyor. Sosyal yaşantımızda konuşmamıza kadar giren yozlaşmadan bahsetmek için çok geç artık. Biz Avrupa'nın ardından gideriz; siyasetimiz, gündemimiz, yaşantımız Avrupa'ya endeksli. Şimdi Türk ülkelerinde ne olup bitiyor, hiç bilmiyoruz. Sadece darbe olduğu zaman gözümüzü dikiyoruz o taraflara. Bu da çok doğal çünkü Türkiye artık bir Avrupa ülkesi ve toplumu. Her şeyimizle Avrupalıyız. En muhafazakar, en milliyetçi hükümetler AB karşıtı politika izlemediler, izlemiyorlar. En Avrupa-Amerika karşıtı olanlarımızın ya giyimi ya sigarası yabancı markadır, ya da McDonald's'sız(!) yapamaz. EMEP'li bir komünistin Marlboro içtiğini görürseniz ne düşünürsünüz? Bir de bu sigaraları evde Samsun paketinin içine yerleştirip kantine getirdiğini...
İhtiyar amcanın biri “Bu kitaplar ne, oğlum? Enver Ustalı mısın?“ demişti. Ne Enver Ustası? O da kimdi! Üniversite, Enver Usta'ydı onların dilinde. Belki yaşlandığımda bir gün otobüste bana yer veren gence, “Üniversiteli misin?“ dediğimde şaşıracak, “Üniversite de ne? Ne diyor bu bunak ihtiyar?“ diyecektir. Özellikle üniversitelerde açılan tanıtım, faaliyetleri ve organizasyon standlarında çok şebekçe, yılışık sloganlar, yazılar kullanılıyor. Ve bu yazılarla Türkçe katlediliyor.
Farkındalık yaratmak amacıyla yazılan bu yazılar, anagramlar gençlerin hoşuna gidiyor ama bir yandan da kaçınılmaz olarak gündelik dilimize, konuşmamıza giriyor. Sosyal yaşantımızda konuşmamıza kadar giren yozlaşmadan bahsetmek için çok geç artık. Biz Avrupa'nın ardından gideriz; siyasetimiz, gündemimiz, yaşantımız Avrupa'ya endeksli. Şimdi Türk ülkelerinde ne olup bitiyor, hiç bilmiyoruz. Sadece darbe olduğu zaman gözümüzü dikiyoruz o taraflara. Bu da çok doğal çünkü Türkiye artık bir Avrupa ülkesi ve toplumu. Her şeyimizle Avrupalıyız. En muhafazakar, en milliyetçi hükümetler AB karşıtı politika izlemediler, izlemiyorlar. En Avrupa-Amerika karşıtı olanlarımızın ya giyimi ya sigarası yabancı markadır, ya da McDonald's'sız(!) yapamaz. EMEP'li bir komünistin Marlboro içtiğini görürseniz ne düşünürsünüz? Bir de bu sigaraları evde Samsun paketinin içine yerleştirip kantine getirdiğini...