Üçüncü Dünya kavramı dünyanın iki bloğa ayrıldığı günlerde doğdu, Soğuk Savaş yıllarında serpilip büyüdü, o günlerin jeopolitik durumu ve ideolojik değerleriyle gelişip olgunlaştı. 1980'lere gelindiğinde Üçüncü Dünya kavramı bir hayli yaşlanmış, eski anlamını yitirmişti; yerini günün modası "globalleşme"ye terk ediyordu. Artık, dünyada "Doğu-Batı" değil, "Kuzey-Güney" kutupları var. Üçüncü Dünya yok, Üçüncü Dünyalar var. Kavramlar eskiyor, değişiyor ama, bu kavramlara "analık" eden sorunlar olduğu gibi durmuyor mu? İşte bu küçük ama önemli kitap, ünlü Fransız bilim adamlarının bu konudaki yazılarını biraraya getiriyor; dünyada yapılan tartışmaları "evimize" taşıyor.
Üçüncü Dünya kavramı dünyanın iki bloğa ayrıldığı günlerde doğdu, Soğuk Savaş yıllarında serpilip büyüdü, o günlerin jeopolitik durumu ve ideolojik değerleriyle gelişip olgunlaştı. 1980'lere gelindiğinde Üçüncü Dünya kavramı bir hayli yaşlanmış, eski anlamını yitirmişti; yerini günün modası "globalleşme"ye terk ediyordu. Artık, dünyada "Doğu-Batı" değil, "Kuzey-Güney" kutupları var. Üçüncü Dünya yok, Üçüncü Dünyalar var. Kavramlar eskiyor, değişiyor ama, bu kavramlara "analık" eden sorunlar olduğu gibi durmuyor mu? İşte bu küçük ama önemli kitap, ünlü Fransız bilim adamlarının bu konudaki yazılarını biraraya getiriyor; dünyada yapılan tartışmaları "evimize" taşıyor.