Uçüncü Sinema'nın kökleri Üçüncü Dünya ülkelerinin İkinci Dünya Savaşı sonrası gerçekleştırdiklerı anti emperyalist mücadeleye dayanır. Üçüncü Sinemacılar Hollywood'un pasif izleyiciyi eğlendirmeye dayanan sineması ile Avrupa'nın birey odaklı sinemasını, içinde bulundukları toplumsal mucadelede işlevsiz ve hatta zararlı görmüş, bunun yerine daha militan ve politik bir sinemayı savunmuştur.
Üçüncü Dünyadan kaynaklanan belki de tek sinema teorisi olan Üçüncu Sinema, ortaya çıktığı 1960'lardan bu yana ve özellikle de 1980'lerden sonra büyük ilgi görmüş, son yıllarda tanık olduğumuz küreselleşme furyası ve buna karşı mücadelenin (bazı yönleri ile) 1960'ların anti-emperyalist hareketlerine benzerliği Üçüncü Sinema'nın tekrar tartışılmasını getirmiştir. Chanan, Sovyet Bloğu'nun çökmesiyle 1990'ların sonunda oluşanın çok da yeni bir düzen olmadığını, küreselleşmenin dünyanın büyük bölümü için sömürgeleştikleri ilk günden beri ilerleyen bir sürecin yoğunlaşması olduğunu söyler.
Bu kitapta beşi çeviri sekizi özgün on üç makale ile önce Üçüncü Sinema'ya kuramsal yaklaşımlar ele alınmakta ve daha sonra Üçüncü Dünya Sineması'ndan örnekler Üçüncü Sinema'yla yakınlıklan ve uzaklıklan da tartışılarak incelenmektedir.
Uçüncü Sinema'nın kökleri Üçüncü Dünya ülkelerinin İkinci Dünya Savaşı sonrası gerçekleştırdiklerı anti emperyalist mücadeleye dayanır. Üçüncü Sinemacılar Hollywood'un pasif izleyiciyi eğlendirmeye dayanan sineması ile Avrupa'nın birey odaklı sinemasını, içinde bulundukları toplumsal mucadelede işlevsiz ve hatta zararlı görmüş, bunun yerine daha militan ve politik bir sinemayı savunmuştur.
Üçüncü Dünyadan kaynaklanan belki de tek sinema teorisi olan Üçüncu Sinema, ortaya çıktığı 1960'lardan bu yana ve özellikle de 1980'lerden sonra büyük ilgi görmüş, son yıllarda tanık olduğumuz küreselleşme furyası ve buna karşı mücadelenin (bazı yönleri ile) 1960'ların anti-emperyalist hareketlerine benzerliği Üçüncü Sinema'nın tekrar tartışılmasını getirmiştir. Chanan, Sovyet Bloğu'nun çökmesiyle 1990'ların sonunda oluşanın çok da yeni bir düzen olmadığını, küreselleşmenin dünyanın büyük bölümü için sömürgeleştikleri ilk günden beri ilerleyen bir sürecin yoğunlaşması olduğunu söyler.
Bu kitapta beşi çeviri sekizi özgün on üç makale ile önce Üçüncü Sinema'ya kuramsal yaklaşımlar ele alınmakta ve daha sonra Üçüncü Dünya Sineması'ndan örnekler Üçüncü Sinema'yla yakınlıklan ve uzaklıklan da tartışılarak incelenmektedir.