Kahramanımız Uğur'un hikâyesi doğumundan itibaren başladı. Zira“İnsanı annesi kucağına almadan önce kader kucağına alır.”diye bir söz vardır. 1980 yılının bir kış günü, ismi çok önemli olmayan bir hastanenin doğumhanesinde zorlu bir doğum gerçekleşmişti. Doğumu yaptıran doktor yeni doğmuş bebeği ayaklarından baş aşağı tutuyordu. Bebek avazı çıktığı kadar ağlıyordu. Doktor bebeğin poposuna şaplak atarak bebeğin annesine:
“Maşallah,nur topu gibi bir oğlunuz oldu!”dedi.
Doktor bebeği aynı şekilde tutarak hemşireye uzatırken:
“Hemşire hanım,tutun lütfen!”
“Tamam efendim.”
Hemşire bebeği tutarken bebek elinden kayıp baş aşağı yere düştü.
Doktor bağırdı:
“Salakkadın! İki elinle birbebeğitutamadın!”
Hemşire bebeğin kanayan başına sargı bezi bastırdı. Doktor,
“Acili hazırlayın çabuk!”diye bağırdı.
Bebeğin annesi doğrulup ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Hemşire bebekle aceleyle odadan çıkarken peşlerinden bağırdı:
“Oğlum!”
Kahramanımız Uğur'un hikâyesi doğumundan itibaren başladı. Zira“İnsanı annesi kucağına almadan önce kader kucağına alır.”diye bir söz vardır. 1980 yılının bir kış günü, ismi çok önemli olmayan bir hastanenin doğumhanesinde zorlu bir doğum gerçekleşmişti. Doğumu yaptıran doktor yeni doğmuş bebeği ayaklarından baş aşağı tutuyordu. Bebek avazı çıktığı kadar ağlıyordu. Doktor bebeğin poposuna şaplak atarak bebeğin annesine:
“Maşallah,nur topu gibi bir oğlunuz oldu!”dedi.
Doktor bebeği aynı şekilde tutarak hemşireye uzatırken:
“Hemşire hanım,tutun lütfen!”
“Tamam efendim.”
Hemşire bebeği tutarken bebek elinden kayıp baş aşağı yere düştü.
Doktor bağırdı:
“Salakkadın! İki elinle birbebeğitutamadın!”
Hemşire bebeğin kanayan başına sargı bezi bastırdı. Doktor,
“Acili hazırlayın çabuk!”diye bağırdı.
Bebeğin annesi doğrulup ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Hemşire bebekle aceleyle odadan çıkarken peşlerinden bağırdı:
“Oğlum!”