"Her ulusun hayatında ikbal ve talihsizlik aşamaları vardır. Ne yazık ki, günümüzde ikbalden çok talihsizlik hüküm sürmektedir. Şu sırada Türk ulusu olarak fetret dönemi yaşıyoruz. Siyasetten ekonomiye, kültürden tarıma kadar her alanda ulusumuz kendine özgü milli yapılarının küresel saldırı ile tasfiye edilme tehdidi altındadır. Halkımız kendi devletinden soğutuldu, geçmişine yabancılaştırıldı. Atatürk bunu bildiği için 'Türk milleti en köklü ve zengin tarihe sahip milletlerin başında gelmesine rağmen çeşitli sebeplerden dolayı bunu gereği gibi öğrenme imkanı bulamamıştır,' demiştir.Batı bugün silahlı güçleriyle değil, ticaret ordularıyla, bilgi ordularıyla, kültür ordularıyla ve medya ordularıyla saldırıyor. Hedeflerinde çıkarları için en büyük engel gördükleri ulus devlet vardır. Ulus devletler kendilerini korumak için önce polis ve asker marifetiyle bu saldırıları önlemeye çalışıyor. Yargı devreye giriyor, yasalar çıkartılıyor. Ulus devlet yine de aciz kalabiliyor. Çünkü, toplumun bütün kademeleri ve kuruluşları yoğun propaganda etkisinde kalıyor, kurulan örümcek ağının bir parçası haline geliyor."Elinizdeki kitapta küreselleşme, özelleştirme, borçlanma ve toprak satışı gibi konuları ele alan yazarımız, ulusal varlıklarımızın nasıl elden çıkarıldığını, çarpıcı bir şekilde gözler önüne sermektedir.
"Her ulusun hayatında ikbal ve talihsizlik aşamaları vardır. Ne yazık ki, günümüzde ikbalden çok talihsizlik hüküm sürmektedir. Şu sırada Türk ulusu olarak fetret dönemi yaşıyoruz. Siyasetten ekonomiye, kültürden tarıma kadar her alanda ulusumuz kendine özgü milli yapılarının küresel saldırı ile tasfiye edilme tehdidi altındadır. Halkımız kendi devletinden soğutuldu, geçmişine yabancılaştırıldı. Atatürk bunu bildiği için 'Türk milleti en köklü ve zengin tarihe sahip milletlerin başında gelmesine rağmen çeşitli sebeplerden dolayı bunu gereği gibi öğrenme imkanı bulamamıştır,' demiştir.Batı bugün silahlı güçleriyle değil, ticaret ordularıyla, bilgi ordularıyla, kültür ordularıyla ve medya ordularıyla saldırıyor. Hedeflerinde çıkarları için en büyük engel gördükleri ulus devlet vardır. Ulus devletler kendilerini korumak için önce polis ve asker marifetiyle bu saldırıları önlemeye çalışıyor. Yargı devreye giriyor, yasalar çıkartılıyor. Ulus devlet yine de aciz kalabiliyor. Çünkü, toplumun bütün kademeleri ve kuruluşları yoğun propaganda etkisinde kalıyor, kurulan örümcek ağının bir parçası haline geliyor."Elinizdeki kitapta küreselleşme, özelleştirme, borçlanma ve toprak satışı gibi konuları ele alan yazarımız, ulusal varlıklarımızın nasıl elden çıkarıldığını, çarpıcı bir şekilde gözler önüne sermektedir.