Oysa yurtseverlik, milliyetçiliğin ve ulusalcılığın sol ağızlarca ifade edilmesinden başka bir şey değildir ve evrenselliği esas alan devrimcilikle hiçbir biçimde bağdaşmaz. Neden “yurdu” sevecekmişim de, o yurdun sınırlarının bittiği yerden sonrasını sevmeyecekmişim? Eğer yurtseversem, bu sadece Türkiye'yi sevdiğim, Türkiye'de yaşayan insanları sevdiğim, örneğin İran'a ve orada yaşayan insanlara kayıtsız kaldığım anlamına gelir. Neden devlet sınırlarıyla sınırlayayım ki sevgimi. Ben tüm dünyayı ve bu dünya üzerinde yaşayan tüm canlıları sevmek isterim. Kendime yurtsever dediğim an, genellikle bir zamanlar hakim olan emperyalistlerce çizilmiş devlet sınırlarının ötesinde kalan toprakları ve canlıları sevmediğim, en azından onlara karşı kayıtsız olduğum anlamı çıkar bundan. Öte yandan yurtseverlik, beni yine devlet sınırları içinde kalan her yeri ve tüm canlıları sevmek gibi bir zorunlulukla karşı karşıya bırakmaktadır. Oysa ben İzmir'i severim, ama hiç görmediğim Manisa'yı sevmek zorunda değilim. Hiç görmesem de, tanımasam da, bu topraklarda yaşayan, yüreği haksızlığa karşı atan insanları severim, ama tepemizde boza pişiren yöneticileri, siyasi cinayetler planlayanları ya da irili ufaklı sömürücüleri sevmek zorunda değilim. Yurtseverlik, devlet sınırları içinde faşizan bir toptancılığı teşvik ettiği gibi, devlet sınırları dışında dışlayıcı bir yabancılaşmayı da getirmektedir.
Oysa yurtseverlik, milliyetçiliğin ve ulusalcılığın sol ağızlarca ifade edilmesinden başka bir şey değildir ve evrenselliği esas alan devrimcilikle hiçbir biçimde bağdaşmaz. Neden “yurdu” sevecekmişim de, o yurdun sınırlarının bittiği yerden sonrasını sevmeyecekmişim? Eğer yurtseversem, bu sadece Türkiye'yi sevdiğim, Türkiye'de yaşayan insanları sevdiğim, örneğin İran'a ve orada yaşayan insanlara kayıtsız kaldığım anlamına gelir. Neden devlet sınırlarıyla sınırlayayım ki sevgimi. Ben tüm dünyayı ve bu dünya üzerinde yaşayan tüm canlıları sevmek isterim. Kendime yurtsever dediğim an, genellikle bir zamanlar hakim olan emperyalistlerce çizilmiş devlet sınırlarının ötesinde kalan toprakları ve canlıları sevmediğim, en azından onlara karşı kayıtsız olduğum anlamı çıkar bundan. Öte yandan yurtseverlik, beni yine devlet sınırları içinde kalan her yeri ve tüm canlıları sevmek gibi bir zorunlulukla karşı karşıya bırakmaktadır. Oysa ben İzmir'i severim, ama hiç görmediğim Manisa'yı sevmek zorunda değilim. Hiç görmesem de, tanımasam da, bu topraklarda yaşayan, yüreği haksızlığa karşı atan insanları severim, ama tepemizde boza pişiren yöneticileri, siyasi cinayetler planlayanları ya da irili ufaklı sömürücüleri sevmek zorunda değilim. Yurtseverlik, devlet sınırları içinde faşizan bir toptancılığı teşvik ettiği gibi, devlet sınırları dışında dışlayıcı bir yabancılaşmayı da getirmektedir.