Uluslararası Göç ve Ulusaşırı Toplumsal Alanlar

Stok Kodu:
9789756947944
Boyut:
13.50x20.00
Sayfa Sayısı:
486
Basım Tarihi:
2003-10
Çeviren:
Azad Zana Gündoğan
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%5 indirimli
46,00
43,70
9789756947944
453071
Uluslararası Göç ve Ulusaşırı Toplumsal Alanlar
Uluslararası Göç ve Ulusaşırı Toplumsal Alanlar
43.70

Thomas Faist, bu çalışmasında, siyaset bilimi perspektifiyle, iktisadi, siyasal ve kültürel anlamda küreselleşme süreçlerinin uluslararası göçü ve göçmen bireyi nasıl etkilediğini anlatmaktadır. Bugüne değin, göç edilen ülkeler ile terk edilen ülkenin siyasal, hukuksal ve toplumsal yapılarının analizi üzerinde yoğunlaşan bilimsel çalışmalardan farklı olarak yazar, ''ulusaşırı alan'' kavramını kullanarak uluslararası göçün farklı bir düzlemde çalışılması gerektiğini ileri sürer. Bu yaklaşıma göre ulusaşırı alanın öznesi olan bireyden bundan böyle ''göçmen'' olarak bahsetmek mümkün değildir. Göçün ilk yıllarında, ''göçmen'' olarak nitelendirilebilecek insanlar, toplumsal ilişkileriyle, siyasal tartışmalarıyla, ticari yapısıyla, müziğiyle, ritmiyle, sembolleriyle, yüzleriyle, renkleriyle, duvarlarındaki afişleriyle, sokaklarındaki sesleriyle, bankalarıyla, işyerleriyle, kahvehaneleriyle ve insan manzaralarıyla farklı ve kalıcı alanlar yaratmışlardır. Almanya ile Türkiye arasında son kırk yılın göç deneyiminin ardından Almanya Türkleri tarafından yaratılan alan böyle bir alandır. İngiltere ve Hindistan, Fransa ve Cezayir, Belçika ve Fas, Hollanda ve Surinam arasında / ötesinde yaşanan göç deneyimlerinin ardından yaratılan alanlar da ulusaşırı alan kavramını örneklemekte kullanılabilir.

Thomas Faist, bu çalışmasında, siyaset bilimi perspektifiyle, iktisadi, siyasal ve kültürel anlamda küreselleşme süreçlerinin uluslararası göçü ve göçmen bireyi nasıl etkilediğini anlatmaktadır. Bugüne değin, göç edilen ülkeler ile terk edilen ülkenin siyasal, hukuksal ve toplumsal yapılarının analizi üzerinde yoğunlaşan bilimsel çalışmalardan farklı olarak yazar, ''ulusaşırı alan'' kavramını kullanarak uluslararası göçün farklı bir düzlemde çalışılması gerektiğini ileri sürer. Bu yaklaşıma göre ulusaşırı alanın öznesi olan bireyden bundan böyle ''göçmen'' olarak bahsetmek mümkün değildir. Göçün ilk yıllarında, ''göçmen'' olarak nitelendirilebilecek insanlar, toplumsal ilişkileriyle, siyasal tartışmalarıyla, ticari yapısıyla, müziğiyle, ritmiyle, sembolleriyle, yüzleriyle, renkleriyle, duvarlarındaki afişleriyle, sokaklarındaki sesleriyle, bankalarıyla, işyerleriyle, kahvehaneleriyle ve insan manzaralarıyla farklı ve kalıcı alanlar yaratmışlardır. Almanya ile Türkiye arasında son kırk yılın göç deneyiminin ardından Almanya Türkleri tarafından yaratılan alan böyle bir alandır. İngiltere ve Hindistan, Fransa ve Cezayir, Belçika ve Fas, Hollanda ve Surinam arasında / ötesinde yaşanan göç deneyimlerinin ardından yaratılan alanlar da ulusaşırı alan kavramını örneklemekte kullanılabilir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat