Ülkelerin coğrafyaları sabit kalsa da mevcut alanın jeopolitik öneminin değişebildiğini söylemek, genellikle İbn-i Haldun'a atfedilen "coğrafya kaderdir” sözünden hareketle, doğru bir telaffuz olacaktır. Önemsiz gibi görünen bölgelerin iklim değişikliği, küresel ısıtma ve buzulların erimesi gibi farklı nedenlerle stratejik bir konuma gelebildiği görülmüştür. Günümüzde ise jeopolitik önemi en çok artan bölge Arktika Bölgesi'dir (Rusya, ABD, Kanada, Norveç ve Danimarka). Gerek sahip olduğu daha kısa deniz ticareti yolları gerekse varlığı ispat edilen maden ve hidrokarbon enerji kaynaklarıyla bölgesel ve küresel güçlerin rekabet alanına dönüşen Arktika Bölgesi, ülkemizde hemen hemen ilgi görmeyen alanların başında gelmektedir. Bu çerçevede bu kitap, Arktika Bölgesi'nin sahip olduğu potansiyel kaynak zenginliği ile bir yandan ilgili devletler için rekabet unsuru oluşturduğunu, diğer yandan bölgesel ve küresel açıdan uluslararası sistemde güvensizlik ortamı yarattığını öne sürmektedir. Okuyanın bir daha okuyacağı, alana ilgi duyanların başucu kitabı yapacakları bu çalışma, Türk yazın hayatına hayırlı olsun.
Dr. Öğr. Üyesi Serdar Yılmaz
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi
Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü
Ülkelerin coğrafyaları sabit kalsa da mevcut alanın jeopolitik öneminin değişebildiğini söylemek, genellikle İbn-i Haldun'a atfedilen "coğrafya kaderdir” sözünden hareketle, doğru bir telaffuz olacaktır. Önemsiz gibi görünen bölgelerin iklim değişikliği, küresel ısıtma ve buzulların erimesi gibi farklı nedenlerle stratejik bir konuma gelebildiği görülmüştür. Günümüzde ise jeopolitik önemi en çok artan bölge Arktika Bölgesi'dir (Rusya, ABD, Kanada, Norveç ve Danimarka). Gerek sahip olduğu daha kısa deniz ticareti yolları gerekse varlığı ispat edilen maden ve hidrokarbon enerji kaynaklarıyla bölgesel ve küresel güçlerin rekabet alanına dönüşen Arktika Bölgesi, ülkemizde hemen hemen ilgi görmeyen alanların başında gelmektedir. Bu çerçevede bu kitap, Arktika Bölgesi'nin sahip olduğu potansiyel kaynak zenginliği ile bir yandan ilgili devletler için rekabet unsuru oluşturduğunu, diğer yandan bölgesel ve küresel açıdan uluslararası sistemde güvensizlik ortamı yarattığını öne sürmektedir. Okuyanın bir daha okuyacağı, alana ilgi duyanların başucu kitabı yapacakları bu çalışma, Türk yazın hayatına hayırlı olsun.
Dr. Öğr. Üyesi Serdar Yılmaz
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi
Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü