Gıda hakkı en temel insan haklarından biri olmasına ve dünya genelinde herkese yetecek kadar gıda üretimi yapılıyor olmasına rağmen, günümüzde halen 810 milyondan fazla insan aç yaşamaktadır. Dünya nüfusunun artmaya devam ettiği, gıdaya erişim imkanına sahip olan insanların israfa varan tüketim alışkanlıkları, tarımsal üretimin iklim değişikliği, yanlış ekonomi ve tarım politikaları gibi nedenlerle olumsuz yönde etkilendiği, gıda fiyatlarındaki süregelen artış, küresel aktörlerin gıda hakkının ihlaline doğrudan veya dolaylı olarak sebebiyet vermeye devam ettikleri, iç savaş nedeniyle ülkelerini terk etmek zorunda kalan insan sayısı, koronavirüs salgınının küresel ölçekteki çok boyutlu ve uzun vadeli tesirleri düşünüldüğünde küresel gıda sorununun ve gıda hakkının önümüzdeki yıllarda daha çok tartışılacağı görülmektedir. Bu çalışmada, küresel açlık sorununun, insan onurunun korunması ve küresel ölçekte refahın sağlanması bakımından çözülmesi gereken temel bir mesele olduğu düşüncesiyle, uluslararası hukukun kurmuş olduğu mevcut sistem, herkesin gıda hakkının sağlandığı bir dünya için eleştirel ve çözüm odaklı bir yaklaşımla değerlendirmeye tabi tutulmaktadır. İlk bölümde, küresel açlık sorunu ve soruna ilişkin temel kavramlar ve meseleler ele alınırken, ikinci bölümde gıda hakkının uluslararası hukuk kaynaklarında ne şekilde koruma altına alındığı detaylı bir şekilde incelenmektedir. Kitap çalışmasının üçüncü bölümü, gıda hakkı ihlalleri ve bu ihlaller karşısında başvurulabilecek mekanizmalar üzerine odaklanmaktadır. Son bölümde ise, gıda hakkının küresel ölçekte daha etkin bir biçimde korunması için olası çözüm önerileri sunulmaktadır.
Gıda hakkı en temel insan haklarından biri olmasına ve dünya genelinde herkese yetecek kadar gıda üretimi yapılıyor olmasına rağmen, günümüzde halen 810 milyondan fazla insan aç yaşamaktadır. Dünya nüfusunun artmaya devam ettiği, gıdaya erişim imkanına sahip olan insanların israfa varan tüketim alışkanlıkları, tarımsal üretimin iklim değişikliği, yanlış ekonomi ve tarım politikaları gibi nedenlerle olumsuz yönde etkilendiği, gıda fiyatlarındaki süregelen artış, küresel aktörlerin gıda hakkının ihlaline doğrudan veya dolaylı olarak sebebiyet vermeye devam ettikleri, iç savaş nedeniyle ülkelerini terk etmek zorunda kalan insan sayısı, koronavirüs salgınının küresel ölçekteki çok boyutlu ve uzun vadeli tesirleri düşünüldüğünde küresel gıda sorununun ve gıda hakkının önümüzdeki yıllarda daha çok tartışılacağı görülmektedir. Bu çalışmada, küresel açlık sorununun, insan onurunun korunması ve küresel ölçekte refahın sağlanması bakımından çözülmesi gereken temel bir mesele olduğu düşüncesiyle, uluslararası hukukun kurmuş olduğu mevcut sistem, herkesin gıda hakkının sağlandığı bir dünya için eleştirel ve çözüm odaklı bir yaklaşımla değerlendirmeye tabi tutulmaktadır. İlk bölümde, küresel açlık sorunu ve soruna ilişkin temel kavramlar ve meseleler ele alınırken, ikinci bölümde gıda hakkının uluslararası hukuk kaynaklarında ne şekilde koruma altına alındığı detaylı bir şekilde incelenmektedir. Kitap çalışmasının üçüncü bölümü, gıda hakkı ihlalleri ve bu ihlaller karşısında başvurulabilecek mekanizmalar üzerine odaklanmaktadır. Son bölümde ise, gıda hakkının küresel ölçekte daha etkin bir biçimde korunması için olası çözüm önerileri sunulmaktadır.