"Geceleyin bulutlara doğru yükselen o taşın içine bir ayna, bir şapka, mavi bir kurdele, bir elma, bir güvercin ve bir de mum biçiminde oyuklar açılmıştı. Her akşam şapkasını çıkartır, o gün aldığı kırmızı elmayı parlatır, güvercini eline alır ve cebinden çıkarttığı mumu yaktıktan sonra da bunların her birini teker teker taşın içindeki kendi oyuğuna yerleştirirdi. Mavi kurdele ise hep orada dururdu. Havada asılı duran ve tabutu andıran o kutunun içine girmeden önce, yerinde duran güvercine ve aynaya bir kez daha baktığı da olurdu. Sonunda yukarı çıkar, kutunun içine girdikten sonra, başını yastığına dayar ve üzerine de battaniyesini çekerdi. Uykuya hemen dalardı. Mumu ise hep yanık bırakırdı."
"Geceleyin bulutlara doğru yükselen o taşın içine bir ayna, bir şapka, mavi bir kurdele, bir elma, bir güvercin ve bir de mum biçiminde oyuklar açılmıştı. Her akşam şapkasını çıkartır, o gün aldığı kırmızı elmayı parlatır, güvercini eline alır ve cebinden çıkarttığı mumu yaktıktan sonra da bunların her birini teker teker taşın içindeki kendi oyuğuna yerleştirirdi. Mavi kurdele ise hep orada dururdu. Havada asılı duran ve tabutu andıran o kutunun içine girmeden önce, yerinde duran güvercine ve aynaya bir kez daha baktığı da olurdu. Sonunda yukarı çıkar, kutunun içine girdikten sonra, başını yastığına dayar ve üzerine de battaniyesini çekerdi. Uykuya hemen dalardı. Mumu ise hep yanık bırakırdı."