Üniversitede Cadı Avı bir döneme ışık tutuyor. 1940'larda Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde Pertev Naili Boratav, Niyazi Berkes ve Behice Boran'ı tasfiye etmek amacıyla çok yönlü yürütülen bir kampanyanın öyküsünü anlatıyor. Bir yandan 1940'ların genel siyasi yönelimlerine değinirken diğer yandan bu dönemin yayınları, kişileri olaylarıyla ilgili ayrıntılara yer veriyor. Eklerde dönemin Ankara Üniversite Rektörü Şevket Aziz Kansu'nun Dil-Tarih'te uğradığı saldırı sonrası verdiği polis ifadesi ve P.N. Boratav'ın Türk folklor araştırmacıları tarafından ele alınışındaki problemlerle ilgili bir yazı yer alıyor. "1947-48 üniversite tasfiyesi, benim, Niyazi'nin ve Behice'nin hayatlarını etkileyen, değiştiren bir olaylar zincirinden ibaret olsa idi, belki de bu kitabın yayımlanmasına gerek olmazdı. Bizim yaşadıklarımız, bence, Türkiye'nin siyaset, hukuk ve üniversiteler tarihine bir yüz karası olarak geçecek acı ve öğretici özellikler de taşıyor. Türkiye bizimkine benzer cadı kazanlarının kaynatıldığı başka dönemlerden de geçti ve bizden sonra da, benzer acı tecrübeleri yaşayan başka bilim insanları da oldu. Bu nedenlerle, bizler istisnai bir dönemde kazaya uğramış insanlar değildik. Bu kitap, bu nedenle, geçmişe, bugüne ve geleceğe ışık tutacak unsurlar taşıyor." -Pertev Naili Boratav
Üniversitede Cadı Avı bir döneme ışık tutuyor. 1940'larda Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde Pertev Naili Boratav, Niyazi Berkes ve Behice Boran'ı tasfiye etmek amacıyla çok yönlü yürütülen bir kampanyanın öyküsünü anlatıyor. Bir yandan 1940'ların genel siyasi yönelimlerine değinirken diğer yandan bu dönemin yayınları, kişileri olaylarıyla ilgili ayrıntılara yer veriyor. Eklerde dönemin Ankara Üniversite Rektörü Şevket Aziz Kansu'nun Dil-Tarih'te uğradığı saldırı sonrası verdiği polis ifadesi ve P.N. Boratav'ın Türk folklor araştırmacıları tarafından ele alınışındaki problemlerle ilgili bir yazı yer alıyor. "1947-48 üniversite tasfiyesi, benim, Niyazi'nin ve Behice'nin hayatlarını etkileyen, değiştiren bir olaylar zincirinden ibaret olsa idi, belki de bu kitabın yayımlanmasına gerek olmazdı. Bizim yaşadıklarımız, bence, Türkiye'nin siyaset, hukuk ve üniversiteler tarihine bir yüz karası olarak geçecek acı ve öğretici özellikler de taşıyor. Türkiye bizimkine benzer cadı kazanlarının kaynatıldığı başka dönemlerden de geçti ve bizden sonra da, benzer acı tecrübeleri yaşayan başka bilim insanları da oldu. Bu nedenlerle, bizler istisnai bir dönemde kazaya uğramış insanlar değildik. Bu kitap, bu nedenle, geçmişe, bugüne ve geleceğe ışık tutacak unsurlar taşıyor." -Pertev Naili Boratav