Şükrü Bilgiç Uyduruk Yazılar adlı kitabında, her gün içimizde konuşturup, sonra zorla susturduğumuz duygularımıza tercüman oluyor. Her gün saçma bulduğumuz ama, boyun eğmek zorunda kaldığımız kurallara karşı bizim sesimiz de diyebiliriz. Bu ses, kimi zaman, bir kitabın arkadaş olarak konuşturulmasıyla, kimi zaman saygı kisvesiyle susturulan gerçeklerin sesiyle ve kimi zaman Özgecan'ın çığlığıyla bizlere duygunun her çeşidini yaşatıyor. Yazar Şükrü Bilgiç edebiyatçı kimliğinin yanında, iyi bir sosyolog ve felsefeci. Bu bilgilerle yaptığı gözlemlerini Uyduruk Yazılar'a süzmüş. Bu yazılar bazen derin bir araştırmanın sonuçlarını bize aktarıyor; bazen de bir Anadolu ozanının ağıdı oluyor. Bir edebiyatsever olarak çok keyifle okudum. Sevgili Şükrü Bilgiç'e ve emeği geçen herkese teşekkürler....
- Soner Akgül
Şükrü Bilgiç'e, Çinikitap için yazar mısın? diye önerdiğimde, 'olur' yanıtını, birkaç gün sonra da yazısını almış, çok sevinmiştim. Ancak yazısını açıp başlığını görünce, düş kırıklığına uğramıştım: Uyduruk Yazılar. Onu, öykülerinden tanıyordum. Hatta Benim Sokaklarım adlı öykü kitabı için tanıtım yazısı da yazmıştım. Öyküde biçem sahibi, uzun yıllar yurtdışında yaşamış ve yazmış, üstünden başından bilgelik akan Şükrü Bilgiç adlı yazardan gele gele Uyduruk Yazılar gelmişti. Çinikitap'ın 'uyduruk yazılar'a değil, ciddi ve düzeyli yazılara gereksinmesi vardı. Ama o da ne?
Uyduruk Yazılar üst başlıklı yazıyı okuyunca; Şükrü Bilgiç ve yazısı hakkında böylesine önyargılı düşündüğüm için kendime karşı mahcup oldum; kızardım, terledim. Boşu boşuna şaşırmış, boşu boşuna hayal kırıklığına uğramıştım. Ne ki bu mahcubiyeti gidermenin bir yolu vardı; yeni Uyduruk Yazılar istemek. Öyle de oldu. O günden bugüne, Uyduruk Yazılar Çinikitap'ın başyazısı olarak dergide yerini aldı, almaya devam ediyor. Uyduruk Yazılar; konuşma diline yakın, herkesin gülümseyerek okuyacağı, okumaktan haz duyacağı ve üzerinde uzun uzun düşüneceği, sevimli yazılar. Ciddiyeti kadar şakacı, estetiği kadar mestetik, bilgeliği kadar cahil 'olmak ya da olmamak' isteyenler için.
- Şaban Akbaba
Şükrü Bilgiç Uyduruk Yazılar adlı kitabında, her gün içimizde konuşturup, sonra zorla susturduğumuz duygularımıza tercüman oluyor. Her gün saçma bulduğumuz ama, boyun eğmek zorunda kaldığımız kurallara karşı bizim sesimiz de diyebiliriz. Bu ses, kimi zaman, bir kitabın arkadaş olarak konuşturulmasıyla, kimi zaman saygı kisvesiyle susturulan gerçeklerin sesiyle ve kimi zaman Özgecan'ın çığlığıyla bizlere duygunun her çeşidini yaşatıyor. Yazar Şükrü Bilgiç edebiyatçı kimliğinin yanında, iyi bir sosyolog ve felsefeci. Bu bilgilerle yaptığı gözlemlerini Uyduruk Yazılar'a süzmüş. Bu yazılar bazen derin bir araştırmanın sonuçlarını bize aktarıyor; bazen de bir Anadolu ozanının ağıdı oluyor. Bir edebiyatsever olarak çok keyifle okudum. Sevgili Şükrü Bilgiç'e ve emeği geçen herkese teşekkürler....
- Soner Akgül
Şükrü Bilgiç'e, Çinikitap için yazar mısın? diye önerdiğimde, 'olur' yanıtını, birkaç gün sonra da yazısını almış, çok sevinmiştim. Ancak yazısını açıp başlığını görünce, düş kırıklığına uğramıştım: Uyduruk Yazılar. Onu, öykülerinden tanıyordum. Hatta Benim Sokaklarım adlı öykü kitabı için tanıtım yazısı da yazmıştım. Öyküde biçem sahibi, uzun yıllar yurtdışında yaşamış ve yazmış, üstünden başından bilgelik akan Şükrü Bilgiç adlı yazardan gele gele Uyduruk Yazılar gelmişti. Çinikitap'ın 'uyduruk yazılar'a değil, ciddi ve düzeyli yazılara gereksinmesi vardı. Ama o da ne?
Uyduruk Yazılar üst başlıklı yazıyı okuyunca; Şükrü Bilgiç ve yazısı hakkında böylesine önyargılı düşündüğüm için kendime karşı mahcup oldum; kızardım, terledim. Boşu boşuna şaşırmış, boşu boşuna hayal kırıklığına uğramıştım. Ne ki bu mahcubiyeti gidermenin bir yolu vardı; yeni Uyduruk Yazılar istemek. Öyle de oldu. O günden bugüne, Uyduruk Yazılar Çinikitap'ın başyazısı olarak dergide yerini aldı, almaya devam ediyor. Uyduruk Yazılar; konuşma diline yakın, herkesin gülümseyerek okuyacağı, okumaktan haz duyacağı ve üzerinde uzun uzun düşüneceği, sevimli yazılar. Ciddiyeti kadar şakacı, estetiği kadar mestetik, bilgeliği kadar cahil 'olmak ya da olmamak' isteyenler için.
- Şaban Akbaba