Uygarlığın Doğuşu adlı yapıtında ise, denebilir ki insanlık tarihinin belkemiğini oluşturan, "avcılık ve toplayıcılıktan tarıma, oradan kentlere ve devlete geçiş" evrelerini Mezopotamya'da gerçekleşen bu geçiş dönemini incelemktedir.
Bunu zengin bir görsel malzeme desteğiyle yaparken tarıma, kentlere, devlete geçişle ilgili kuraklık, fetih, tabakalaşma, sulama, nüfus gibi görüşlere meydan okumakla kalmayıp, bunların yerine ekoloji, yüksek taban suyu, nüveleşme, yatay ilişkilerden dikey ilişkilere yüksek taban suyu, nüveleşme, yatay ilişkilerden dikey ilişkilere geçiş, konik klan yapısı gibi özgün açıklamalar ileri sürmektedir.
Uygarlığın Doğuşu adlı yapıtında ise, denebilir ki insanlık tarihinin belkemiğini oluşturan, "avcılık ve toplayıcılıktan tarıma, oradan kentlere ve devlete geçiş" evrelerini Mezopotamya'da gerçekleşen bu geçiş dönemini incelemktedir.
Bunu zengin bir görsel malzeme desteğiyle yaparken tarıma, kentlere, devlete geçişle ilgili kuraklık, fetih, tabakalaşma, sulama, nüfus gibi görüşlere meydan okumakla kalmayıp, bunların yerine ekoloji, yüksek taban suyu, nüveleşme, yatay ilişkilerden dikey ilişkilere yüksek taban suyu, nüveleşme, yatay ilişkilerden dikey ilişkilere geçiş, konik klan yapısı gibi özgün açıklamalar ileri sürmektedir.