Yaklaşık sekiz saat uykunun bana yettiği zamanları hatırlarım. Şimdi gençler buna inanmıyorlar tabii. Vaziyet buyken kimseyi aynı günün içinde güneşin doğuşunu da batışını da gördüğüme ikna edecek zamanım yok. Zaten zaman denen şey artık kimsede yok. Uyanıklık dediğimiz sadece altı saat. Sanki sokaklara günaydın demeye, iyi geceler dilemeye çıkıyoruz. Bu devirde kimse, gün bittiğinde bir başkasının sırtına çıkıp uyumakta bir fenalık görmüyor.
Bunda bir gariplik var, altı saatlik uyanıklıkla akıl erdiremeyeceğim bir gariplik. Uykusuzluk gözlerime dolarken dert edinemeyeceğim bir gariplik. Beni şuraya uzanıp uyumaya ikna eden gariplik…
Yaklaşık sekiz saat uykunun bana yettiği zamanları hatırlarım. Şimdi gençler buna inanmıyorlar tabii. Vaziyet buyken kimseyi aynı günün içinde güneşin doğuşunu da batışını da gördüğüme ikna edecek zamanım yok. Zaten zaman denen şey artık kimsede yok. Uyanıklık dediğimiz sadece altı saat. Sanki sokaklara günaydın demeye, iyi geceler dilemeye çıkıyoruz. Bu devirde kimse, gün bittiğinde bir başkasının sırtına çıkıp uyumakta bir fenalık görmüyor.
Bunda bir gariplik var, altı saatlik uyanıklıkla akıl erdiremeyeceğim bir gariplik. Uykusuzluk gözlerime dolarken dert edinemeyeceğim bir gariplik. Beni şuraya uzanıp uyumaya ikna eden gariplik…