Uzak Gün

Stok Kodu:
9786051805672
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
196
Basım Yeri:
Ordu
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016-12
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%25 indirimli
28,31
21,23
9786051805672
418126
Uzak Gün
Uzak Gün
21.23

Kişi yaşadıklarını, gözlediklerini, düşündüklerini, düşlediklerini çeşitli yollarla dile getirmiştir. Şiir bu yolların başında geliyor. Bu denli önemli bir anlatım yolunu/türünü nasıl adlandırabiliriz?Şiir, özü kısadan söylemek diye tanımlarsak hiç de yanlış olmaz. Şiirin tarihsel geçmişine baktığımızda kurallar içerdiğini görüyoruz. Uyak, ölçü, birim, biçim önemseniyordu. Bugün de önemseyenler yok değil ancak, günümüzde şiirin özgürlüğü seçtiğini, kuralları aştığını biliyoruz.Şiir, ozanın dili yoğun biçimde kullandığı, imgelerin soyut çağrışımlar, anlamlar, anlamsızlıklar, anımsatmalar oluşturduğu bir anlatım türüdür dersek daha önce yaptığımız tanıma ters düşmeyiz. Ozan, kendine özgü örgüsü içinde şiirini okura ulaştırır. Bu özgünlüğü kurabilen ozanlar bu yolda ustalaşabilirler.Türkçe, uzun söze gerek duymayan bir şiir dilidir. Yani kısa anlatımı seçmesi onu dünyanın seçkin, varsıl dilleri arasına sokabilir. Bunu başarmanın yolu şiirimizi verimli, nitelikli kılmaktan geçiyor. Dilimiz gelişince şiirimiz, şiirimiz nitelik kazanınca dilimiz gelişecektir.Şiir, yazın türlerinde çok emek ister gerçeğini bu işe soyunan iyi bilir. Bu gerçek, ozana Türkçe adına önemli görevler de yüklemektedir.

Homeros'un ünlü destanı İlyada'da şiir “kanatlı söz” diye tanımlanmaktadır. Bu tanımlama sözcüklerin ses ve anlam örgüsü yönünden oluşturduğu yapılanmayla ilgilidir. Osmanlı Tezkirecisi Latifi, “sözün ruhu” der şiir için. Ozanın söze kanat takması ya da sözün ruhuna ulaşması sözcüğe yeni anlamlar yüklenerek sağlanabilir ancak.

Ozan şiirsel eyleminde kendine özgü bir dil yaratır. Bu gerçek, şiiri şiir kılar. Ayrıca “Şiir öğretilebilir değil; öğrenilebilir bir iştir.”

Kişi yaşadıklarını, gözlediklerini, düşündüklerini, düşlediklerini çeşitli yollarla dile getirmiştir. Şiir bu yolların başında geliyor. Bu denli önemli bir anlatım yolunu/türünü nasıl adlandırabiliriz?Şiir, özü kısadan söylemek diye tanımlarsak hiç de yanlış olmaz. Şiirin tarihsel geçmişine baktığımızda kurallar içerdiğini görüyoruz. Uyak, ölçü, birim, biçim önemseniyordu. Bugün de önemseyenler yok değil ancak, günümüzde şiirin özgürlüğü seçtiğini, kuralları aştığını biliyoruz.Şiir, ozanın dili yoğun biçimde kullandığı, imgelerin soyut çağrışımlar, anlamlar, anlamsızlıklar, anımsatmalar oluşturduğu bir anlatım türüdür dersek daha önce yaptığımız tanıma ters düşmeyiz. Ozan, kendine özgü örgüsü içinde şiirini okura ulaştırır. Bu özgünlüğü kurabilen ozanlar bu yolda ustalaşabilirler.Türkçe, uzun söze gerek duymayan bir şiir dilidir. Yani kısa anlatımı seçmesi onu dünyanın seçkin, varsıl dilleri arasına sokabilir. Bunu başarmanın yolu şiirimizi verimli, nitelikli kılmaktan geçiyor. Dilimiz gelişince şiirimiz, şiirimiz nitelik kazanınca dilimiz gelişecektir.Şiir, yazın türlerinde çok emek ister gerçeğini bu işe soyunan iyi bilir. Bu gerçek, ozana Türkçe adına önemli görevler de yüklemektedir.

Homeros'un ünlü destanı İlyada'da şiir “kanatlı söz” diye tanımlanmaktadır. Bu tanımlama sözcüklerin ses ve anlam örgüsü yönünden oluşturduğu yapılanmayla ilgilidir. Osmanlı Tezkirecisi Latifi, “sözün ruhu” der şiir için. Ozanın söze kanat takması ya da sözün ruhuna ulaşması sözcüğe yeni anlamlar yüklenerek sağlanabilir ancak.

Ozan şiirsel eyleminde kendine özgü bir dil yaratır. Bu gerçek, şiiri şiir kılar. Ayrıca “Şiir öğretilebilir değil; öğrenilebilir bir iştir.”

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat