“Emperyalizm sorununun aydınlatılması, günümüzde zorunlu olarak, V. I. Lenin ve Rosa Luxemburg'un teorik problematiğinin incelenmesinden geçer. Bu iki yazarın problematiği, çağdaş ekonomik olguların yüksek derecede endüstrileşmiş kapitalist ülkelerle daha az ileri ülkeler arasındaki ilişkiler, ulusal ve uluslararası sınıflar arasındaki mücadeleler, tekelci devlet kapitalizminin anlamının anlaşılmasındaki bu anahtar kavramı daha da derinleştirmektedir. Emekçiler arasında bir uluslararası dayanışmanın yokluğunu göstermek kelimelerin ötesinde bir şeydir ama hiçbir zaman bu dayanışmanın emperyalizmin özünde saklı bulunmadığını ve her an fışkırmaya, proletaryanın etkin bir sınıf mücadelesine dönüşmeye hazır olmadığını ispat etmez. Rosa Luxemburg ve V. I. Lenin'in problematiği, emperyalizm sorununa yaklaşırken, emekçilerin uluslararası dayanışmasını doğrulayan bir politik uygulamaya açılmaya izin verir.”
“Emperyalizm sorununun aydınlatılması, günümüzde zorunlu olarak, V. I. Lenin ve Rosa Luxemburg'un teorik problematiğinin incelenmesinden geçer. Bu iki yazarın problematiği, çağdaş ekonomik olguların yüksek derecede endüstrileşmiş kapitalist ülkelerle daha az ileri ülkeler arasındaki ilişkiler, ulusal ve uluslararası sınıflar arasındaki mücadeleler, tekelci devlet kapitalizminin anlamının anlaşılmasındaki bu anahtar kavramı daha da derinleştirmektedir. Emekçiler arasında bir uluslararası dayanışmanın yokluğunu göstermek kelimelerin ötesinde bir şeydir ama hiçbir zaman bu dayanışmanın emperyalizmin özünde saklı bulunmadığını ve her an fışkırmaya, proletaryanın etkin bir sınıf mücadelesine dönüşmeye hazır olmadığını ispat etmez. Rosa Luxemburg ve V. I. Lenin'in problematiği, emperyalizm sorununa yaklaşırken, emekçilerin uluslararası dayanışmasını doğrulayan bir politik uygulamaya açılmaya izin verir.”