“Acımasız papazlar, şu yoksul köylere ve kasabalara bir bakın. Hastalar evlerinde acı yataklarında kıvranıyorlar, zavallılar hapishanelerde günlerinin uçup gidişini izliyorlar, kapılarında dilenciler yalvarıyor, sokaklarında yoksullar uyuyor, mezarlıklarında dullar ve öksüzler yas tutuyor. Bu arada siz burada cüppelerinizin içinde aylaklık etmenin rahatlığı içindesiniz, tarlalarınızdaki meyvelerin ve üzüm bağlarınızın şaraplarının zevkini çıkarıyorsunuz. Hastaları ya da mahkumları ziyaret ettiğiniz yok, açları beslemiyor, yoksullara ev vermiyor, üzgünleri sevindirmiyorsunuz. Sahip olduklarınız ve yaptıklarınızla yetinmenizin bizim dedelerimizden dalavereyle gasp ettiklerinizle bir ilgisi var mı? Ama siz tıpkı bir yılanın dişleriyle darbe vurması gibi ellerinizle darbe vuruyor ve dulu kendi elleriyle kazandıklarından, köylüyü yaşlılığı için biriktirdiklerinden mahrum bırakmak için zor kullanıyorsunuz.”
“Acımasız papazlar, şu yoksul köylere ve kasabalara bir bakın. Hastalar evlerinde acı yataklarında kıvranıyorlar, zavallılar hapishanelerde günlerinin uçup gidişini izliyorlar, kapılarında dilenciler yalvarıyor, sokaklarında yoksullar uyuyor, mezarlıklarında dullar ve öksüzler yas tutuyor. Bu arada siz burada cüppelerinizin içinde aylaklık etmenin rahatlığı içindesiniz, tarlalarınızdaki meyvelerin ve üzüm bağlarınızın şaraplarının zevkini çıkarıyorsunuz. Hastaları ya da mahkumları ziyaret ettiğiniz yok, açları beslemiyor, yoksullara ev vermiyor, üzgünleri sevindirmiyorsunuz. Sahip olduklarınız ve yaptıklarınızla yetinmenizin bizim dedelerimizden dalavereyle gasp ettiklerinizle bir ilgisi var mı? Ama siz tıpkı bir yılanın dişleriyle darbe vurması gibi ellerinizle darbe vuruyor ve dulu kendi elleriyle kazandıklarından, köylüyü yaşlılığı için biriktirdiklerinden mahrum bırakmak için zor kullanıyorsunuz.”