Müdürüm bir kargaydı üstelik çekilmez ofis ortamını daha da çekilmez hale getiriyordu. Oğluma okul el koydu çünkü çalışmaktan bıkkın beynim güvenlik şifresini yazmayı atladı. Eh bu kadar olumsuzluk varken vagonlarda çalıştırılmaktan memnun kalacak değildim.
Her gün İstanbul-Eskişehir tren hattında git, gel. Saçma sapan insan beyanatları kuralları da cabası. Patronun toplantılara atını getirdiği, idari amir olarak Maradona'nın transfer edildiği bir şirketi kim ciddiye alsın? Üstelik futbolcu eskisi, vagonunda jartiyerle dolaşıyor. Tam bu yüzden karga, örümcek ya da panter olamadım, sadece Salem oldum. Salem, kariyer zorlamalarından bıkkın çalışırken çocuğunu okul sistemine kaptırmıştır. İşyerindeki vagonlarda mücadelesine devam ederken çocuğunu geri almaya uğraşır. Onun tanımadığı ama treni tanıyan biri bu akışı değiştirebilir mi?
Çiftçi-şair, romantik şair Percy Shelley hayranıydı, çalışma odasında yaşayan bir kaplumbağa aracılığı ile kendisiyle konuştuğuna inanıyordu. Pasaklılıktan ölen karısı ve fettan hizmetçisi ile tanınmış bir şair olmaya heves ederken hiç ısınamadığı çiftçilikte ısrar ediyor, ne çiftçi ne şair olabiliyordu. Tarlasından kaçıp gelmiş üstelik hizmetçisine aşık bir korkuluğun kendisini gözlediğinden habersiz arsasını trenin tecavüzünden korumaya çalışan çiftçi şairin hayatı da ummadığı bir yolda ilerledi.
İş hayatı ve sanat, insan hayatında var olurken, kişiler kendi yaşamında ne derece etkilidir? Tanınmış insanlar hakkında okuduğumuz bilgiler gerçeği ne derece yansıtır? Sistemler insanı mutlu etmeye mi yöneliktir yoksa anlamsızlıklar dizisinden mi ibarettir? Okuyucu olarak saçmalıkların gerçeğe dönüştüğü bir yerdesiniz, tarlaların ortasından geçen bir vagonda.
Müdürüm bir kargaydı üstelik çekilmez ofis ortamını daha da çekilmez hale getiriyordu. Oğluma okul el koydu çünkü çalışmaktan bıkkın beynim güvenlik şifresini yazmayı atladı. Eh bu kadar olumsuzluk varken vagonlarda çalıştırılmaktan memnun kalacak değildim.
Her gün İstanbul-Eskişehir tren hattında git, gel. Saçma sapan insan beyanatları kuralları da cabası. Patronun toplantılara atını getirdiği, idari amir olarak Maradona'nın transfer edildiği bir şirketi kim ciddiye alsın? Üstelik futbolcu eskisi, vagonunda jartiyerle dolaşıyor. Tam bu yüzden karga, örümcek ya da panter olamadım, sadece Salem oldum. Salem, kariyer zorlamalarından bıkkın çalışırken çocuğunu okul sistemine kaptırmıştır. İşyerindeki vagonlarda mücadelesine devam ederken çocuğunu geri almaya uğraşır. Onun tanımadığı ama treni tanıyan biri bu akışı değiştirebilir mi?
Çiftçi-şair, romantik şair Percy Shelley hayranıydı, çalışma odasında yaşayan bir kaplumbağa aracılığı ile kendisiyle konuştuğuna inanıyordu. Pasaklılıktan ölen karısı ve fettan hizmetçisi ile tanınmış bir şair olmaya heves ederken hiç ısınamadığı çiftçilikte ısrar ediyor, ne çiftçi ne şair olabiliyordu. Tarlasından kaçıp gelmiş üstelik hizmetçisine aşık bir korkuluğun kendisini gözlediğinden habersiz arsasını trenin tecavüzünden korumaya çalışan çiftçi şairin hayatı da ummadığı bir yolda ilerledi.
İş hayatı ve sanat, insan hayatında var olurken, kişiler kendi yaşamında ne derece etkilidir? Tanınmış insanlar hakkında okuduğumuz bilgiler gerçeği ne derece yansıtır? Sistemler insanı mutlu etmeye mi yöneliktir yoksa anlamsızlıklar dizisinden mi ibarettir? Okuyucu olarak saçmalıkların gerçeğe dönüştüğü bir yerdesiniz, tarlaların ortasından geçen bir vagonda.