Jim Thompson, kitaplarında her zaman olayların nasıl başlaması gerektiğini bilirdi. Onun büyüleyici ve tuhaf romanı Vahşet Gecesi, bir profesyonelin duyduğu güven ile başlar. Bizim görmüş geçirmiş, belalı hikâye anlatıcımız, Peardale denilen adı sanı duyulmamış bir kasabaya trenden inip ayak basar. New York'ta “Adam” diye bilinen birinin isteğini yerine getirmek üzere, bu kasabaya birini öldürmeye gelmiştir. Uzaktan, Şikago'nun batısında bir yerden gelmektedir. “Hafif soğuğunda” büzüştüğü Rüzgârlı Şehirde, kadınlar ve içki âlemleriyle geçirdiği üç gün, karanlık filmlerin simgelerinden -belayı- çağrıştırmaktadır. Tabi ki kahramanımız, akşamdan kalma bir şekilde gelmiştir kasabaya. Ama yıllardan sonra, ilk defa kan tükürmüştür...
Jim Thompson, kitaplarında her zaman olayların nasıl başlaması gerektiğini bilirdi. Onun büyüleyici ve tuhaf romanı Vahşet Gecesi, bir profesyonelin duyduğu güven ile başlar. Bizim görmüş geçirmiş, belalı hikâye anlatıcımız, Peardale denilen adı sanı duyulmamış bir kasabaya trenden inip ayak basar. New York'ta “Adam” diye bilinen birinin isteğini yerine getirmek üzere, bu kasabaya birini öldürmeye gelmiştir. Uzaktan, Şikago'nun batısında bir yerden gelmektedir. “Hafif soğuğunda” büzüştüğü Rüzgârlı Şehirde, kadınlar ve içki âlemleriyle geçirdiği üç gün, karanlık filmlerin simgelerinden -belayı- çağrıştırmaktadır. Tabi ki kahramanımız, akşamdan kalma bir şekilde gelmiştir kasabaya. Ama yıllardan sonra, ilk defa kan tükürmüştür...