Bu kitap;
Her sabah gazeteleri açtığımda, her akşam karşısına geçtiğim televizyon ekranında, birkaç zavallı kadının daha kocaları, sevgilileri, babaları ve ağabeyleri olan erkekler tarafından dilim dilim doğrandığını ya da kurşunlanarak delik-deşik edildiğini görüyorum.
Erkek olduğum gerçeği karşısında utanarak yerin dibine girdiğim… Eşimin, anamın, bacım ve kızımın yüzüne içim kan ağlayarak bakıyorum…
Kurdu, çakalı, domuzu ve cümle yabanı da kıskandıracak bu iğrenç, bu korkunç vahşeti sorgularken, “Erkek” olduğum gerçeğinden sıyrılıp, “İnsan” olduğum üst gerçeğine sığınıyorum.
Ve yurdumun tüm analarına, bacılarına, eşlerine ve eli-yüzü öpülesi, sevilesi ve sayılası kadınlarına, binlerce yıllık bir borcun küçük bir ödentisidir.
Bu eser, okyanustan tek bir damlacık da olsa, karanlığa çakılan bir zerre kıvılcım gibi, geleceğin evrensel yangınına bir “ilk”tir diye umarak, inanarak kaleme aldım.
Yurdumun tüm kadınlarına, sevgi ve saygılarımla…
Attilâ Damar
Bu kitap;
Her sabah gazeteleri açtığımda, her akşam karşısına geçtiğim televizyon ekranında, birkaç zavallı kadının daha kocaları, sevgilileri, babaları ve ağabeyleri olan erkekler tarafından dilim dilim doğrandığını ya da kurşunlanarak delik-deşik edildiğini görüyorum.
Erkek olduğum gerçeği karşısında utanarak yerin dibine girdiğim… Eşimin, anamın, bacım ve kızımın yüzüne içim kan ağlayarak bakıyorum…
Kurdu, çakalı, domuzu ve cümle yabanı da kıskandıracak bu iğrenç, bu korkunç vahşeti sorgularken, “Erkek” olduğum gerçeğinden sıyrılıp, “İnsan” olduğum üst gerçeğine sığınıyorum.
Ve yurdumun tüm analarına, bacılarına, eşlerine ve eli-yüzü öpülesi, sevilesi ve sayılası kadınlarına, binlerce yıllık bir borcun küçük bir ödentisidir.
Bu eser, okyanustan tek bir damlacık da olsa, karanlığa çakılan bir zerre kıvılcım gibi, geleceğin evrensel yangınına bir “ilk”tir diye umarak, inanarak kaleme aldım.
Yurdumun tüm kadınlarına, sevgi ve saygılarımla…
Attilâ Damar