Diyabet; günümüzde de, dünyanın her yerinde en çok konuşulan ve en çok araştırılan, kronik, toplumun her kesimini yakından ilgilendiren, yaşam kalitesini bozucu, görülme sıklığı hızla artan, maliyeti yüksek, farkındalığı hedeflenenden çok geride olan, sistemik, toplumsal bir sağlık sorunu olmaya devam etmektedir. 2017 yılında yayınlanan IDF Atlası-8 verilerinde; 2017 yılında 425 milyon kişide ortaya çıkan görülme sıklığının, 2045 yılında 629 milyona ulaşacağı öngörülmektedir. Ülkemiz, 2045 yılı öngörülerinde artışın en yüksek olacağı ülkeler listesinde ilk onda yer almaktadır. Yaşa göre düzeltilmiş prevalans oranında birinci sırada, diyabetli sayısı bakımından üçüncü sıradadır. TURDEP- II çalışması da ülkemizde TURDEP I'e göre diyabet sıklığı artışını ve nedenlerini net olarak ortaya koymuştur.
Diyabeti önemli hale getiren özellikleri arasında; görülme sıklığının giderek artışı yanında, bu sıklığın genç hatta çocukluk yaşlarına doğru kayması, ilerleyici olması, izleminin zorunlu olması, toplumsal farkındalığının beklenen ve hedeflenenden düşük olması, mortalite ve morbiditesinin yüksekliği, maliyetinin giderek artışı, uzun süreli olarak iyi metabolik kontrolün sağlanması durumunda komplikasyonların önlenebilecek veya geciktirilebilecek olması, tedavi seçeneklerinin artmasına karşın tedavi hedeflerine yeterince ulaşılamamış olması önemli başlıkları oluşturmaktadır.
Diyabet kronik ve ilerleyici sistemik bir hastalıktır. Ancak; sağlık hizmeti alanlar, sağlık hizmeti üretenler, değişik endüstriler, sağlık politikaları ve hizmet sunucularıyla toplumun her kesiminin yeterince ortak hedeflerde işbirliği yapmasının; hastalığı yavaşlattığı, komplikasyonlarını azalttığı ve/veya durdurduğu ve yaşam kalitesini artırırken maliyeti azalttığı da yapılan çalışmalarla gösterilmiştir. Tüm bu özellikler diyabet konusunda farkındalığın ve eğitimin çok önemli olduğunu bir kez daha öne çıkaran gerçeklerdir.
Yaşam kalitesinin artırılması çabaları hastalık ve hasarları ortaya çıktıktan sonra daha zor olmaktadır. Oysa, sağlıklı olma ve sağlıklı kalabilme bilincinin yerleştirilmesinin; ailedeki ve okul öncesi dönemdeki eğitimden başlayarak yaşam boyu eğitim şeklinde sürdürülmesi, sadece diyabetin tedavisi ve tedavide iyi sonuçlar alınması için değil, diyabetin önlenebilir özelliği için de çok önemli olduğunu ön plana çıkarmaktadır.
Ege Üniversitesi Endokrinoloji Bilim Dalı olarak, diğer meslektaşlarımız gibi, hastaların bilgi ve becerilerinin artırılması için diyabet özyönetimi eğitimlerinin güncellenmesine daha fazla yoğunlaşarak ortak hedeflerimize yaklaşmamızın kolaylaşacağına inanıyoruz. Bu doğrultuda hasta ve yakınlarının diyabet özyönetimi bilgilerini diyabet okulu, seminerler, kongreler, basılı eserler ile artırmaya çalışıyoruz.
Eğitici eğitiminin önemine inanarak, hekim meslektaşlarımızın da, bilgilerinin güncellenmesi ve karşılaşabildikleri sorunu hasta irdelenmesi örnekleriyle çözebilmelerine yardımcı olmak için deneyimlerimizi aktaran kitaplarımızı çoğaltmaya ve yeni bilgilerle güncellemeye devam ediyoruz. Elinizdeki eser de, pratik hasta örnekleri üzerinden güncellenmeyi kolaylaştırmak için planlanmıştır. 1997 yılında büyük heyecanla başlattığımız bu çalışmanın sürekli olumlu geri bildirimler alması doğrultusunda 1997, 2001, 2008 yıllarında olmak üzere 3 kez yenilenmiş, güncellenmiş basımı gerçekleştirilmiştir.
Bir yandan yeni tedavi seçeneklerinin ve kullanılan cihazların artması, diğer yandan meslektaşlarımızın kitabın yeni basımı için beklentilerini yazılı ve sözlü olarak sıkça dile getirmeleri sonucunda konunun 4. kez ele alınması sorumluluğu ve heyecanı yaşanmıştır. Bu baskıda da hasta örnekleri ve bilgiler yenilenmiş, geliştirilmiş ve güncellenmiştir. Ayrıca bazı eklemeler de yapılmıştır. TURDEP çalışmasının özellikleri, ülkemizde geçmişten günümüze diyabete emek verenleri anarak diyabet ve diyabet eğitiminin geçmişten günümüze yolculuğu, diyabetlinin diş sorunları, yaşam değişikliğinde egzersiz, LADA, yaşlı diyabetiklerde ortaya çıkan beslenme sorunlarını da ele alan vakalar eklenerek meslektaşlarımızın yararlanımına sunulmuştur.
Kitabımızın 4. baskısında da bilgilerin basit ve kolay anlaşılır olmasına, güzel Türkçe'mizin özenli kullanılmasına, meslektaşlarımızın karşılaştıkları sorunlarına kolayca yanıt bulabilmelerine, bilgilerin kanıta dayalı gerçeklerle desteklenmiş olmasına, yeni bilgiler ve değişen bakış açıları doğrultusunda güncellenmesine, okuyucuya kolaylık sağlayacak biçimde aktarılmasına gayret edilmiş ve özen gösterilmiştir.
“Bir deniz yıldızı daha kurtarmak” felsefesi ile burada aktarılan bilgilerin ve irdelenen hastaların, sizin vakalarınızın çözümünde yardımcı ve yol gösterici olması en büyük dileğimizdir. Biz; sorumluluk duygusu ve heyecanla bilgi ve deneyimlerimizi sizlerle içtenlikle paylaştık.
Ancak, her zaman belirttiğimiz gibi ortaya çıkan eserin mükemmellik iddiası yoktur. “Mükemmel iyinin düşmanıdır” sözü çalışmalarımızda temel çıkış noktamız ve yazma cesareti veren itici gücümüz olmuştur. Eserin hazırlanması sırasında ve oluşmasında, bizi içtenlikle destekleyen, sabırlı ve hoşgörülü ailelerimizin katkısı her türlü övgüye değerdir. Kendilerine sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Bu kitabın basılmasında ve meslektaşlarımıza ulaşmasındaki katkılarından ötürü Abdi İbrahim İlaç AŞ'ye teşekkür ederiz.
Bu kitabın basımı ve sizlere ulaşmasında her kademede emeği geçen herkese tüm yazar arkadaşlarım adına teşekkür ediyorum.
Tüm çabalarımıza karşın eksiklik ve kusurların olması kaçınılmazdır.
Bu konuda okuyucunun engin hoşgörüsüne sığınıyoruz. Eserin ve içerdiği bilgilerin yaygın olarak kullanılması ve okuyucunun geri bildirimleriyle zenginleşmesi, yararlı ve kullanışlı olması en büyük dileğimizdir.
Yazarlar adına, Editör
Prof. Dr. Candeğer Yılmaz
Diyabet; günümüzde de, dünyanın her yerinde en çok konuşulan ve en çok araştırılan, kronik, toplumun her kesimini yakından ilgilendiren, yaşam kalitesini bozucu, görülme sıklığı hızla artan, maliyeti yüksek, farkındalığı hedeflenenden çok geride olan, sistemik, toplumsal bir sağlık sorunu olmaya devam etmektedir. 2017 yılında yayınlanan IDF Atlası-8 verilerinde; 2017 yılında 425 milyon kişide ortaya çıkan görülme sıklığının, 2045 yılında 629 milyona ulaşacağı öngörülmektedir. Ülkemiz, 2045 yılı öngörülerinde artışın en yüksek olacağı ülkeler listesinde ilk onda yer almaktadır. Yaşa göre düzeltilmiş prevalans oranında birinci sırada, diyabetli sayısı bakımından üçüncü sıradadır. TURDEP- II çalışması da ülkemizde TURDEP I'e göre diyabet sıklığı artışını ve nedenlerini net olarak ortaya koymuştur.
Diyabeti önemli hale getiren özellikleri arasında; görülme sıklığının giderek artışı yanında, bu sıklığın genç hatta çocukluk yaşlarına doğru kayması, ilerleyici olması, izleminin zorunlu olması, toplumsal farkındalığının beklenen ve hedeflenenden düşük olması, mortalite ve morbiditesinin yüksekliği, maliyetinin giderek artışı, uzun süreli olarak iyi metabolik kontrolün sağlanması durumunda komplikasyonların önlenebilecek veya geciktirilebilecek olması, tedavi seçeneklerinin artmasına karşın tedavi hedeflerine yeterince ulaşılamamış olması önemli başlıkları oluşturmaktadır.
Diyabet kronik ve ilerleyici sistemik bir hastalıktır. Ancak; sağlık hizmeti alanlar, sağlık hizmeti üretenler, değişik endüstriler, sağlık politikaları ve hizmet sunucularıyla toplumun her kesiminin yeterince ortak hedeflerde işbirliği yapmasının; hastalığı yavaşlattığı, komplikasyonlarını azalttığı ve/veya durdurduğu ve yaşam kalitesini artırırken maliyeti azalttığı da yapılan çalışmalarla gösterilmiştir. Tüm bu özellikler diyabet konusunda farkındalığın ve eğitimin çok önemli olduğunu bir kez daha öne çıkaran gerçeklerdir.
Yaşam kalitesinin artırılması çabaları hastalık ve hasarları ortaya çıktıktan sonra daha zor olmaktadır. Oysa, sağlıklı olma ve sağlıklı kalabilme bilincinin yerleştirilmesinin; ailedeki ve okul öncesi dönemdeki eğitimden başlayarak yaşam boyu eğitim şeklinde sürdürülmesi, sadece diyabetin tedavisi ve tedavide iyi sonuçlar alınması için değil, diyabetin önlenebilir özelliği için de çok önemli olduğunu ön plana çıkarmaktadır.
Ege Üniversitesi Endokrinoloji Bilim Dalı olarak, diğer meslektaşlarımız gibi, hastaların bilgi ve becerilerinin artırılması için diyabet özyönetimi eğitimlerinin güncellenmesine daha fazla yoğunlaşarak ortak hedeflerimize yaklaşmamızın kolaylaşacağına inanıyoruz. Bu doğrultuda hasta ve yakınlarının diyabet özyönetimi bilgilerini diyabet okulu, seminerler, kongreler, basılı eserler ile artırmaya çalışıyoruz.
Eğitici eğitiminin önemine inanarak, hekim meslektaşlarımızın da, bilgilerinin güncellenmesi ve karşılaşabildikleri sorunu hasta irdelenmesi örnekleriyle çözebilmelerine yardımcı olmak için deneyimlerimizi aktaran kitaplarımızı çoğaltmaya ve yeni bilgilerle güncellemeye devam ediyoruz. Elinizdeki eser de, pratik hasta örnekleri üzerinden güncellenmeyi kolaylaştırmak için planlanmıştır. 1997 yılında büyük heyecanla başlattığımız bu çalışmanın sürekli olumlu geri bildirimler alması doğrultusunda 1997, 2001, 2008 yıllarında olmak üzere 3 kez yenilenmiş, güncellenmiş basımı gerçekleştirilmiştir.
Bir yandan yeni tedavi seçeneklerinin ve kullanılan cihazların artması, diğer yandan meslektaşlarımızın kitabın yeni basımı için beklentilerini yazılı ve sözlü olarak sıkça dile getirmeleri sonucunda konunun 4. kez ele alınması sorumluluğu ve heyecanı yaşanmıştır. Bu baskıda da hasta örnekleri ve bilgiler yenilenmiş, geliştirilmiş ve güncellenmiştir. Ayrıca bazı eklemeler de yapılmıştır. TURDEP çalışmasının özellikleri, ülkemizde geçmişten günümüze diyabete emek verenleri anarak diyabet ve diyabet eğitiminin geçmişten günümüze yolculuğu, diyabetlinin diş sorunları, yaşam değişikliğinde egzersiz, LADA, yaşlı diyabetiklerde ortaya çıkan beslenme sorunlarını da ele alan vakalar eklenerek meslektaşlarımızın yararlanımına sunulmuştur.
Kitabımızın 4. baskısında da bilgilerin basit ve kolay anlaşılır olmasına, güzel Türkçe'mizin özenli kullanılmasına, meslektaşlarımızın karşılaştıkları sorunlarına kolayca yanıt bulabilmelerine, bilgilerin kanıta dayalı gerçeklerle desteklenmiş olmasına, yeni bilgiler ve değişen bakış açıları doğrultusunda güncellenmesine, okuyucuya kolaylık sağlayacak biçimde aktarılmasına gayret edilmiş ve özen gösterilmiştir.
“Bir deniz yıldızı daha kurtarmak” felsefesi ile burada aktarılan bilgilerin ve irdelenen hastaların, sizin vakalarınızın çözümünde yardımcı ve yol gösterici olması en büyük dileğimizdir. Biz; sorumluluk duygusu ve heyecanla bilgi ve deneyimlerimizi sizlerle içtenlikle paylaştık.
Ancak, her zaman belirttiğimiz gibi ortaya çıkan eserin mükemmellik iddiası yoktur. “Mükemmel iyinin düşmanıdır” sözü çalışmalarımızda temel çıkış noktamız ve yazma cesareti veren itici gücümüz olmuştur. Eserin hazırlanması sırasında ve oluşmasında, bizi içtenlikle destekleyen, sabırlı ve hoşgörülü ailelerimizin katkısı her türlü övgüye değerdir. Kendilerine sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Bu kitabın basılmasında ve meslektaşlarımıza ulaşmasındaki katkılarından ötürü Abdi İbrahim İlaç AŞ'ye teşekkür ederiz.
Bu kitabın basımı ve sizlere ulaşmasında her kademede emeği geçen herkese tüm yazar arkadaşlarım adına teşekkür ediyorum.
Tüm çabalarımıza karşın eksiklik ve kusurların olması kaçınılmazdır.
Bu konuda okuyucunun engin hoşgörüsüne sığınıyoruz. Eserin ve içerdiği bilgilerin yaygın olarak kullanılması ve okuyucunun geri bildirimleriyle zenginleşmesi, yararlı ve kullanışlı olması en büyük dileğimizdir.
Yazarlar adına, Editör
Prof. Dr. Candeğer Yılmaz